Gündem
Yayınlanma: 03 Şubat 2025 - 14:30
Güncelleme: 03 Şubat 2025 - 16:11
CHP Sinop İl Başkanlığı, eğitimdeki sorunları gündeme taşıdı
CHP Sinop İl Başkanlığı tarafından eğitimde yaşanan sorunlara ilişkin basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamada eğitim sistemindeki sorunlara yönelik çözüm önerileri sunuldu.
Gündem
03 Şubat 2025 - 14:30
Güncelleme: 03 Şubat 2025 - 16:11
81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasıyla CHP, eğitim sistemindeki sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Sinop’ta düzenlenen açıklamayı, İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya kamuoyuna sundu.
Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;
“2024-2025 Eğitim - Öğretim yılının 2. yarısı bugün başlıyor. Maalesef bugün ihmalkârlık ve denetimsizlik yüzünden, okulunda ikinci döneme başlayamayan 36 çocuğumuz var.
Onlar, yarıyıl tatilinde aileleriyle birlikte gittikleri Kartalkaya'da yanarak can verdiler.
Yetkililerin sorumluluk almayı kabul etmediği ihmaller yüzünden hayatını kaybeden 78 vatandaşımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, sevenlerine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bu felaketle birlikte okulların ve yurtların güvenliğini bir kez daha düşünmeliyiz.
Defalarca uyarmamıza rağmen hiçbir tedbir alınmaması nedeniyle okul kazaları, afetler, acil durumlar, iş güvenliği, trafik güvenliği, okul güvenliği ve dış alan güvenliği gibi konularda yetersizlikler çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin canına mal oluyor.
Müfettişlik sisteminin tarumar edilmesiyle birlikte de okullarımız yeterince denetlenmiyor. Çocuklar için en güvenilir alanlardan biri olması gereken okullar; maalesef birçok kaza, yaralanma, şiddet ve ölüme sahne oluyor. Öyleki, 2 Eylül'de 1. sınıfa başlayacak olan Miray Arslan çocuğumuz, okul bahçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. 16 yaşındaki Mehmet Eren Parlak, arkadaşı tarafından okulda tabanca ile vurularak öldürüldü. Sibel Turan öğretmenimiz, iş güvenliği ve yeterli personel olmadığı, İbrahim Oktugan öğretmenimiz ise okul güvenliği olmadığı için hayatını kaybetti. Bu hafta aynı zamanda 6 Şubat Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin 2. yıl dönümü.
Buradan bir kez daha depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet sevenlerine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sorunları çözülmedi. Hükümet 1 yıl içinde evlere yerleşecek sözünü tutmadı. Halkın 4'te 1'i hala konteyner kentlerde yaşıyor.Yetmezmiş gibi burada yaşayan öğretmenlerimizin borç yüzünden elektrikleri kesildi.
Depremde sağlam kalan okullar kamu kurumları tarafından kullanılmaya devam etti.
Bu da imkansızlıklar içerisinde verilmeye çalışılan eğitime birleştirilmiş okullarla daha da zora soktu. Enkaz kaldırma çalışmaları sonlanmadı. Asbest, çevre, su, hava ve toprak kirliliği devam etti. Çocuklarımız eğitim hakkına erişimde sıkıntı yaşadı. Çünkü ulaşım sorunu hala çözülmedi. Bunun gibi nice üzücü olaylarla birlikte bir yarıyıl geride bırakmış bulunuyoruz. Geçtiğimiz dönem; çocuklar, öğretmenler, yöneticiler, eğitim çalışanları, veliler, kısacası eğitimin tüm paydaşları ve ülkemiz için zor bir dönem oldu. Okullar fiziki olarak eğitime uygun hale getirilmedi, temizlenemedi. Çocuklarımız nitelikli eğitim alamadı. Okulların güvenliği sağlanamadı. Öğretmenlerimiz atanmadı. Mülakatta mağdur edildi. Yoksulluk sınırı altında maaşlarla, can güvenliği olmadan eğitim vermeye devam etti. Çocuklarımız okullara aç gitti, temiz suya erişemedi. Ve "MESEM"lerde hayatını kaybetti." Bununla birlikte bu genel sorunların ardından biraz da şehrimizle alakalı sorunlarla alakalı konuşmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi Cumhuriyet Halk Partisi çalışmaları kapsamında, Sinop İl Örgütümüzün çalışmaları kapsamında 11 komisyon kurmuştuk.
Bunlardan da en önemlilerinden bir tanesi eğitim komisyonuydu.
Eğitim komisyonumuz hem eğitim camiasını ilgilendiren sorunlarla alakalı yöneticilerle, öğretmenlerle, sendika temsilcileriyle, öğrenci velileriyle, özel eğitim kurumlarıyla, kırtasiyeciler ile, kısacası eğitimle alakalı olarak, paydaşı olarak düşünebileceğimiz kim varsa hepsiyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bazılarında ben de bizzat bulundum. Özetle aslında gelen şikayetler ve sorunlar aynı başlıklar altında toplandı.
Şöyle bir durum var, ilçelerimizde özellikle de ilçelerimizdeki uzak köylerde öğretmen sıkıntımız var. Atanamayan binlerce hatta milyonlarca öğretmen varken, ülkemizde hala öğretmenler mesleği ilklerine başlamak için bekliyorken, beklemek zorunda kalıyorken, başka mesleklere yönlenmek zorunda kalıyorken, ilçemizde özellikle küçük ilçelerimizde kadrolu öğretmenimiz neredeyse yok denecek kadar az. Ücretli öğretmenlikle alakalı olarak gelişen olumsuzluklar artık eğitime içinden çıkılamaz bir hale getirmiş durumda. Eğitim kalitesi arasındaki uçurum, bırakın Türkiye'nin 7 bölgesi arasındaki farklılıkları, aynı il içerisinde, hatta aynı ilçe içerisindeki yerlerde bile fark eder hale gelmiş durumda. Uzak köylerde öğretmen olmadığı gibi, örneğin Erpelik ilçemizin bir okulunda öğretmenlerin tamamı sözleşmeli öğretmen. Az önce söylediğim gibi kimisinde bu sözleşmeli öğretmenler de yok. Taşımalı eğitimde düşen kilometre sınırı nedeniyle küçük yaşta ailelerinin şefkatine, ilgisine, sevgisine muhtaç olan çocuklar yurtlarda kalmak durumunda kalıyor. Aynı sıkıntıyı bir sinop merkezinde dahi yaşar hale gelmiş durumdayız. Bununla beraber ismini de kolaylıkla zikredebiliriz. Yani bu bilgi iddia bize geldiğinde öncelikle araştırdık, baktık, sorun nedir, gerçekten böyle bir sorun var mı, niteliği nedir diye. Korucuk İlki Öğretim Okulu var bildiğiniz gibi, Korucuk İlki Öğretim Okulu'nun karşısında bir kuran kursu var. Her ne kadar ÇEDES'le yaptıkları anlaşmayla okullarda bir takım faaliyetlere milli eğitim izin vermişse de, eğitim saatleri içerisinde hiçbir kurum, kuruluş okul binalarını kullanamaz, okul müdürünün de yetkisinde değildir bu durum. Buna rağmen Korucuk İlki Öğretim Okulu'nda saat 1'de, yani eğitim saatleri içerisinde, okulda eğitim faaliyetleri, eğitim öğretim faaliyetleri devam ederken, 4-6 yaş kuran kursu var. Biz kuran kursları olmasın demiyoruz. Korucuk İlki Öğretim'in hemen karşısında bir kuran kursu olmasına rağmen, burada çocuklar zorlanıyor ve diğer çocuklarını göndermeyen ailelerde bir mahalle baskısı, toplumsal baskı görmeye başlıyor. Korucuk İlki Öğretim Okulu'nda olan şeyi diğer okullarda da yelteniyorlar. Ancak okul müdürleri kanuna uyarak, rızama uyarak bu duruma izin vermiyor. Ancak eğer Korucuk İlki Öğretim Okulu'na müdahale edilmezse, bu durum düzeltilmezse, bu hatadan dönülmezse, takdir edersiniz ki diğer okullardaki müdürlerin, yöneticilerin, idarecilerin de başı çok ağrıyacak. Saat 13'den itibaren faaliyete başladığını arkadaşlarımızla gözlemledim. Ne kadar okuldan gizlemeye çalışsalar da, diğer öğretmenleri görmemeye çalışsalar da, böyle bir sorun var. Ve bu sorun Türkiye'de milli eğitimin temeline dinamit koyabilecek bir sorun. Ve bu Sinop'un göbeğinde, yani bir il merkezinin göbeğinde yapılıyor. Uzak köylerde yapıyorlar gibi bir algı vardı. Artık şehir merkezinde de yapılıyor. Korucuk İlköğretim Okulu'nun müdürü ve milli eğitimin şube müdürü, ilgili müdürlerin hepsi şu anda kanuna aykırı hareket ediyorlar. Bununla alakalı da bu yanlışı düzeltmeleri için bir kez de buradan kamuoyu önünden çağrıda bulunuyoruz. Düzeltmemeleri halinde de her türlü yasal yola başvurup sonuna kadar takipçisi olacağımızı da kamuoyuyla paylaşıyoruz. Yine aynı okulda önemli bir kantin sorunu var. Kantinde yeterli gelir elde edilemediği için, okul kantinleri de yüksek bedellere ihale çıktığı için kantin işletmeleri de sıkıntı yaşıyor. Hatırlarsanız yine Ajans Sinop'ta olması lazım, Atatürk Lisesi ile alakalı benzer bir sıkıntı paylaşılmıştı. Bu sorunlar da artık acilen çözülmesi gerekiyor. Bu sorunları kentin yerel idarecileri, mülki amirlerine de bizzat ilettim. Çözümlerini bekliyoruz, takipçisi olacağız. Aynı zamanda okullarımızda temizlik ve güvenlik görevlisiyle alakalı sıkıntılarımız var.
Bu sıkıntılarla beraber hatırlarsınız 90'lı yıllarda, 2000'li yılların ilk başlarında aynı okulda bir yardımcı personel, temizlik görevlisi, müstakip, hademe hepsi yıllarca aynı okulda bulur. Biz de öğrenci olduğumuz yıllarda okulda ne kadar çalışan hizmetli temizlik görevlisi ve memur varsa hepsini tanırdık. Çünkü yıllar boyunca, 20 yıl, 30 yıl aynı ilkokulda, aynı ortaokulda görev yapan yardımcı personeller var. Şu an bu kadrolu yardımcı personel sayısı öyle bir düşürüldü ki, iş kurdan 6 ayda bir değişken insanlar geliyor. Ve bu insanlara herhangi bir pedagojik eğitim mi olup olmadığını biz bilmiyoruz.
Herhangi bir şekilde bu insanlara çocuklarla nasıl iletişim kurabileceklerine yönelik bir eğitim bilgilendirme yapılmıyor ve okullar şu an güvenlikle alakalı ciddi bir zafiyet içerisinde. Bazı olumsuz haberleri duymanızın sebebi, duymamızın sebebi az önce okuduğumuz Türkiye geneli var, bir de Sinop ve ilçelerinde yaşanan, okullarda yaşanan sorunlar var. Onları da ben mesleki olarak biliyorum diyeyim. Her ne kadar kamuoyuna çok fazla yansımasa da bu sıkıntıların da giderilmesinin yolu kadrolu yardımcı personelden geçiyor, sayılarının arttırılıp niteliklerin arttırılmasından geçiyor. 19 milyon öğrencimiz ve 1.2 milyon öğretmenimiz bu sorunlarla karşı karşıyayken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim sistemimizin sorunlarını çözmek bir yana her geçen gün yeni bir sorun daha çıkarmakta ve hiçbir olumsuzlukta sorumluluk almayarak eğitim için beka sorun olmaya devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanı'na sorumluluklarını ve çözülmeyi bekleyen sorunları bir kez daha hatırlatıyoruz. 1. Türkiye 100 yılı marif modeli adı verilen, pilot çalışması bile yapılmadan okullarda uygulanmaya başlayan öğretim programlarını derhal geri çekin. 2. ÇEDES protokollü ile pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara girmesini, çocuklarımıza uygun olmayan etkinlikler yaptırmasını engelleyin. 3. Çocuklarımızın okullarda temiz içme suyuna erişimini sağlayın. Bir öğün ücretsiz okul yemeği verin. Kantinlerde satılan yiyecekleri ve fiyatlarını kontrol altına alın. 4. Asgari ücretin yarısına, yarı zamanlı çalışan temizlik personelliyle okulları temizleyemezsiniz. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için kadrolu temizlik personeli ataması yapın. 5. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin okullardaki güvenliğini sağlayın. Her okula bir güvenlik görevlisi görevlendirin. 6. Çocuklarımızın ucuz iş gücü olarak kullanıldığı, yaralandığı ve öldüğü mesen programına son verin. 7. Birleştirilmiş okul uygulaması ve ikili eğitim yüzünden çocuklarımız hem ders saatlerinden kayıp yaşıyor hem de karanlıkta okula gidip gelmek zorunda kalıyor. İkili eğitimi sonlandırın, tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesini sağlayın. 8. Kapatılan köy okulları yüzünden taşımalı eğitime mahkum edilen çocuklarımız, taşımalı eğitimin kapsamanın daraltıldığı yönetmelik değişikliğiyle bir kez daha mağdur edildi. Yurtlarda kalmaya mecbur bırakıldı. Her çocuğun okula güvenle ulaşmasını sağlayın, köy okullarını açın. 9. En az bir yıl okul öncesi eğitim her çocuk için zorunda ve ücretsiz olmalıdır. Okul öncesi eğitimde katkı payı uygulamasını derhal kaldırın. 10. Devlet okullarında yaşanan, sorunlar yüzünden özel okullara mecbur bırakılan velilere dayatılan fahiş ücretleri denetleyin, kontrol altına alın. 11. Özel okullarda emeği sömürülen, asgari ücrete çalıştırılan öğretmenlerimiz için taban maaş düzenlemesi yapın. 12. Engelli öğretmenlere, rehber öğretmenlere, KPSS mağdur öğretmenlere, mülakat mağdur öğretmenlere, depremzede öğretmenlere verdiğiniz sözleri yerine getirin. 13. Diplomasını almış öğretmenler yeniden aday statüsüne düşürülemez. Milliyet Akademisi adı verilen, öğretmenlerin diplomasını çalma projesinden derhal vazgeçin. 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine başlarken çözülmeye bekleyen bu ve benzeri çok sayıda sorun var. Ancak sorumluluk alan ve çözüm yaratan yok. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm çocuklarımızın layık, bilimsel, kamusal, parasız ve eşit eğitim hakkı için hem görevde olan hem atama bekleyen öğretmenlerimizin hakları için, çocuklarının nitelikli eğitim alabilmesi için maddi ve manevi olarak yıpranan velilerimiz için çalışmaya ve mücadele etmeye, tüm bu sorunları gündeme getirmeye, bakanlığa görev ve sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceğiz.” Rıfat Yılmaz

Onlar, yarıyıl tatilinde aileleriyle birlikte gittikleri Kartalkaya'da yanarak can verdiler.
Yetkililerin sorumluluk almayı kabul etmediği ihmaller yüzünden hayatını kaybeden 78 vatandaşımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, sevenlerine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bu felaketle birlikte okulların ve yurtların güvenliğini bir kez daha düşünmeliyiz.
Defalarca uyarmamıza rağmen hiçbir tedbir alınmaması nedeniyle okul kazaları, afetler, acil durumlar, iş güvenliği, trafik güvenliği, okul güvenliği ve dış alan güvenliği gibi konularda yetersizlikler çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin canına mal oluyor.
Müfettişlik sisteminin tarumar edilmesiyle birlikte de okullarımız yeterince denetlenmiyor. Çocuklar için en güvenilir alanlardan biri olması gereken okullar; maalesef birçok kaza, yaralanma, şiddet ve ölüme sahne oluyor. Öyleki, 2 Eylül'de 1. sınıfa başlayacak olan Miray Arslan çocuğumuz, okul bahçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. 16 yaşındaki Mehmet Eren Parlak, arkadaşı tarafından okulda tabanca ile vurularak öldürüldü. Sibel Turan öğretmenimiz, iş güvenliği ve yeterli personel olmadığı, İbrahim Oktugan öğretmenimiz ise okul güvenliği olmadığı için hayatını kaybetti. Bu hafta aynı zamanda 6 Şubat Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin 2. yıl dönümü.
Buradan bir kez daha depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet sevenlerine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sorunları çözülmedi. Hükümet 1 yıl içinde evlere yerleşecek sözünü tutmadı. Halkın 4'te 1'i hala konteyner kentlerde yaşıyor.Yetmezmiş gibi burada yaşayan öğretmenlerimizin borç yüzünden elektrikleri kesildi.
Depremde sağlam kalan okullar kamu kurumları tarafından kullanılmaya devam etti.
Bu da imkansızlıklar içerisinde verilmeye çalışılan eğitime birleştirilmiş okullarla daha da zora soktu. Enkaz kaldırma çalışmaları sonlanmadı. Asbest, çevre, su, hava ve toprak kirliliği devam etti. Çocuklarımız eğitim hakkına erişimde sıkıntı yaşadı. Çünkü ulaşım sorunu hala çözülmedi. Bunun gibi nice üzücü olaylarla birlikte bir yarıyıl geride bırakmış bulunuyoruz. Geçtiğimiz dönem; çocuklar, öğretmenler, yöneticiler, eğitim çalışanları, veliler, kısacası eğitimin tüm paydaşları ve ülkemiz için zor bir dönem oldu. Okullar fiziki olarak eğitime uygun hale getirilmedi, temizlenemedi. Çocuklarımız nitelikli eğitim alamadı. Okulların güvenliği sağlanamadı. Öğretmenlerimiz atanmadı. Mülakatta mağdur edildi. Yoksulluk sınırı altında maaşlarla, can güvenliği olmadan eğitim vermeye devam etti. Çocuklarımız okullara aç gitti, temiz suya erişemedi. Ve "MESEM"lerde hayatını kaybetti." Bununla birlikte bu genel sorunların ardından biraz da şehrimizle alakalı sorunlarla alakalı konuşmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi Cumhuriyet Halk Partisi çalışmaları kapsamında, Sinop İl Örgütümüzün çalışmaları kapsamında 11 komisyon kurmuştuk.
Bunlardan da en önemlilerinden bir tanesi eğitim komisyonuydu.
Eğitim komisyonumuz hem eğitim camiasını ilgilendiren sorunlarla alakalı yöneticilerle, öğretmenlerle, sendika temsilcileriyle, öğrenci velileriyle, özel eğitim kurumlarıyla, kırtasiyeciler ile, kısacası eğitimle alakalı olarak, paydaşı olarak düşünebileceğimiz kim varsa hepsiyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bazılarında ben de bizzat bulundum. Özetle aslında gelen şikayetler ve sorunlar aynı başlıklar altında toplandı.
Şöyle bir durum var, ilçelerimizde özellikle de ilçelerimizdeki uzak köylerde öğretmen sıkıntımız var. Atanamayan binlerce hatta milyonlarca öğretmen varken, ülkemizde hala öğretmenler mesleği ilklerine başlamak için bekliyorken, beklemek zorunda kalıyorken, başka mesleklere yönlenmek zorunda kalıyorken, ilçemizde özellikle küçük ilçelerimizde kadrolu öğretmenimiz neredeyse yok denecek kadar az. Ücretli öğretmenlikle alakalı olarak gelişen olumsuzluklar artık eğitime içinden çıkılamaz bir hale getirmiş durumda. Eğitim kalitesi arasındaki uçurum, bırakın Türkiye'nin 7 bölgesi arasındaki farklılıkları, aynı il içerisinde, hatta aynı ilçe içerisindeki yerlerde bile fark eder hale gelmiş durumda. Uzak köylerde öğretmen olmadığı gibi, örneğin Erpelik ilçemizin bir okulunda öğretmenlerin tamamı sözleşmeli öğretmen. Az önce söylediğim gibi kimisinde bu sözleşmeli öğretmenler de yok. Taşımalı eğitimde düşen kilometre sınırı nedeniyle küçük yaşta ailelerinin şefkatine, ilgisine, sevgisine muhtaç olan çocuklar yurtlarda kalmak durumunda kalıyor. Aynı sıkıntıyı bir sinop merkezinde dahi yaşar hale gelmiş durumdayız. Bununla beraber ismini de kolaylıkla zikredebiliriz. Yani bu bilgi iddia bize geldiğinde öncelikle araştırdık, baktık, sorun nedir, gerçekten böyle bir sorun var mı, niteliği nedir diye. Korucuk İlki Öğretim Okulu var bildiğiniz gibi, Korucuk İlki Öğretim Okulu'nun karşısında bir kuran kursu var. Her ne kadar ÇEDES'le yaptıkları anlaşmayla okullarda bir takım faaliyetlere milli eğitim izin vermişse de, eğitim saatleri içerisinde hiçbir kurum, kuruluş okul binalarını kullanamaz, okul müdürünün de yetkisinde değildir bu durum. Buna rağmen Korucuk İlki Öğretim Okulu'nda saat 1'de, yani eğitim saatleri içerisinde, okulda eğitim faaliyetleri, eğitim öğretim faaliyetleri devam ederken, 4-6 yaş kuran kursu var. Biz kuran kursları olmasın demiyoruz. Korucuk İlki Öğretim'in hemen karşısında bir kuran kursu olmasına rağmen, burada çocuklar zorlanıyor ve diğer çocuklarını göndermeyen ailelerde bir mahalle baskısı, toplumsal baskı görmeye başlıyor. Korucuk İlki Öğretim Okulu'nda olan şeyi diğer okullarda da yelteniyorlar. Ancak okul müdürleri kanuna uyarak, rızama uyarak bu duruma izin vermiyor. Ancak eğer Korucuk İlki Öğretim Okulu'na müdahale edilmezse, bu durum düzeltilmezse, bu hatadan dönülmezse, takdir edersiniz ki diğer okullardaki müdürlerin, yöneticilerin, idarecilerin de başı çok ağrıyacak. Saat 13'den itibaren faaliyete başladığını arkadaşlarımızla gözlemledim. Ne kadar okuldan gizlemeye çalışsalar da, diğer öğretmenleri görmemeye çalışsalar da, böyle bir sorun var. Ve bu sorun Türkiye'de milli eğitimin temeline dinamit koyabilecek bir sorun. Ve bu Sinop'un göbeğinde, yani bir il merkezinin göbeğinde yapılıyor. Uzak köylerde yapıyorlar gibi bir algı vardı. Artık şehir merkezinde de yapılıyor. Korucuk İlköğretim Okulu'nun müdürü ve milli eğitimin şube müdürü, ilgili müdürlerin hepsi şu anda kanuna aykırı hareket ediyorlar. Bununla alakalı da bu yanlışı düzeltmeleri için bir kez de buradan kamuoyu önünden çağrıda bulunuyoruz. Düzeltmemeleri halinde de her türlü yasal yola başvurup sonuna kadar takipçisi olacağımızı da kamuoyuyla paylaşıyoruz. Yine aynı okulda önemli bir kantin sorunu var. Kantinde yeterli gelir elde edilemediği için, okul kantinleri de yüksek bedellere ihale çıktığı için kantin işletmeleri de sıkıntı yaşıyor. Hatırlarsanız yine Ajans Sinop'ta olması lazım, Atatürk Lisesi ile alakalı benzer bir sıkıntı paylaşılmıştı. Bu sorunlar da artık acilen çözülmesi gerekiyor. Bu sorunları kentin yerel idarecileri, mülki amirlerine de bizzat ilettim. Çözümlerini bekliyoruz, takipçisi olacağız. Aynı zamanda okullarımızda temizlik ve güvenlik görevlisiyle alakalı sıkıntılarımız var.
Bu sıkıntılarla beraber hatırlarsınız 90'lı yıllarda, 2000'li yılların ilk başlarında aynı okulda bir yardımcı personel, temizlik görevlisi, müstakip, hademe hepsi yıllarca aynı okulda bulur. Biz de öğrenci olduğumuz yıllarda okulda ne kadar çalışan hizmetli temizlik görevlisi ve memur varsa hepsini tanırdık. Çünkü yıllar boyunca, 20 yıl, 30 yıl aynı ilkokulda, aynı ortaokulda görev yapan yardımcı personeller var. Şu an bu kadrolu yardımcı personel sayısı öyle bir düşürüldü ki, iş kurdan 6 ayda bir değişken insanlar geliyor. Ve bu insanlara herhangi bir pedagojik eğitim mi olup olmadığını biz bilmiyoruz.
Herhangi bir şekilde bu insanlara çocuklarla nasıl iletişim kurabileceklerine yönelik bir eğitim bilgilendirme yapılmıyor ve okullar şu an güvenlikle alakalı ciddi bir zafiyet içerisinde. Bazı olumsuz haberleri duymanızın sebebi, duymamızın sebebi az önce okuduğumuz Türkiye geneli var, bir de Sinop ve ilçelerinde yaşanan, okullarda yaşanan sorunlar var. Onları da ben mesleki olarak biliyorum diyeyim. Her ne kadar kamuoyuna çok fazla yansımasa da bu sıkıntıların da giderilmesinin yolu kadrolu yardımcı personelden geçiyor, sayılarının arttırılıp niteliklerin arttırılmasından geçiyor. 19 milyon öğrencimiz ve 1.2 milyon öğretmenimiz bu sorunlarla karşı karşıyayken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim sistemimizin sorunlarını çözmek bir yana her geçen gün yeni bir sorun daha çıkarmakta ve hiçbir olumsuzlukta sorumluluk almayarak eğitim için beka sorun olmaya devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanı'na sorumluluklarını ve çözülmeyi bekleyen sorunları bir kez daha hatırlatıyoruz. 1. Türkiye 100 yılı marif modeli adı verilen, pilot çalışması bile yapılmadan okullarda uygulanmaya başlayan öğretim programlarını derhal geri çekin. 2. ÇEDES protokollü ile pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara girmesini, çocuklarımıza uygun olmayan etkinlikler yaptırmasını engelleyin. 3. Çocuklarımızın okullarda temiz içme suyuna erişimini sağlayın. Bir öğün ücretsiz okul yemeği verin. Kantinlerde satılan yiyecekleri ve fiyatlarını kontrol altına alın. 4. Asgari ücretin yarısına, yarı zamanlı çalışan temizlik personelliyle okulları temizleyemezsiniz. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için kadrolu temizlik personeli ataması yapın. 5. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin okullardaki güvenliğini sağlayın. Her okula bir güvenlik görevlisi görevlendirin. 6. Çocuklarımızın ucuz iş gücü olarak kullanıldığı, yaralandığı ve öldüğü mesen programına son verin. 7. Birleştirilmiş okul uygulaması ve ikili eğitim yüzünden çocuklarımız hem ders saatlerinden kayıp yaşıyor hem de karanlıkta okula gidip gelmek zorunda kalıyor. İkili eğitimi sonlandırın, tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesini sağlayın. 8. Kapatılan köy okulları yüzünden taşımalı eğitime mahkum edilen çocuklarımız, taşımalı eğitimin kapsamanın daraltıldığı yönetmelik değişikliğiyle bir kez daha mağdur edildi. Yurtlarda kalmaya mecbur bırakıldı. Her çocuğun okula güvenle ulaşmasını sağlayın, köy okullarını açın. 9. En az bir yıl okul öncesi eğitim her çocuk için zorunda ve ücretsiz olmalıdır. Okul öncesi eğitimde katkı payı uygulamasını derhal kaldırın. 10. Devlet okullarında yaşanan, sorunlar yüzünden özel okullara mecbur bırakılan velilere dayatılan fahiş ücretleri denetleyin, kontrol altına alın. 11. Özel okullarda emeği sömürülen, asgari ücrete çalıştırılan öğretmenlerimiz için taban maaş düzenlemesi yapın. 12. Engelli öğretmenlere, rehber öğretmenlere, KPSS mağdur öğretmenlere, mülakat mağdur öğretmenlere, depremzede öğretmenlere verdiğiniz sözleri yerine getirin. 13. Diplomasını almış öğretmenler yeniden aday statüsüne düşürülemez. Milliyet Akademisi adı verilen, öğretmenlerin diplomasını çalma projesinden derhal vazgeçin. 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine başlarken çözülmeye bekleyen bu ve benzeri çok sayıda sorun var. Ancak sorumluluk alan ve çözüm yaratan yok. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm çocuklarımızın layık, bilimsel, kamusal, parasız ve eşit eğitim hakkı için hem görevde olan hem atama bekleyen öğretmenlerimizin hakları için, çocuklarının nitelikli eğitim alabilmesi için maddi ve manevi olarak yıpranan velilerimiz için çalışmaya ve mücadele etmeye, tüm bu sorunları gündeme getirmeye, bakanlığa görev ve sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceğiz.” Rıfat Yılmaz
Bu haber
233 defa okunmuştur.
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir