Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz ve Eşi Özlem Gürbüz,platform üyeleri ve vatandaşlar katıldı.Basın açıklmasında Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Dönem Sözcüsü Kayhan Konukçu, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya ve 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye atılan atom bombalarının insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini söyledi. Konukçu, ABD’nin bu saldırılarla 200 bine yakın insanın ölümüne neden olduğunu, bu olayların halen dünyada nükleer tehdit algısının temelini oluşturduğunu vurguladı.
Konukçu açıklamasında, "ABD barbarlığını bir kez daha göstererek, 6 Ağustos 1945’de Hiroşima ve 9 Ağustos 1945’de Nagazaki’ye atom bombası atarak II. Paylaşım savaşının seyrini değiştirdi. Yani 80. yıl önce bu gün ABD, Japonya’daki iki yerleşim birimini yok ederek aslında dünyaya da bir gözdağı vermiş oldu. Devamında 1979 yılında Three Miles Island, 1986 yılında Çernobil, 2011 yılında Fukuşima’da ve diğer irili ufaklı Nükleer kazalarla güvenli olduğu iddia edilen nükleer güç santrallarında felaketin diğer adı oldu. Ucuz, sonsuz, risksiz savlarıyla dayatılan nükleer güç santralleri bu savların sahiplerini defalarca yanıltmasına karşın nükleer lobiler ve nükleerciler ısrarla nükleer santralları ve bu santrallardan üretilen atıklardan nükleer silah üretmeyi hep sürdürdüler. Nükleer karşıtları tarafından uzun zamandır dile getirilen “nükleer santrallar her zaman saldırı aracı ve tehdittir” söylemini de önemsemediler ancak, Karadeniz’in kuzeyinde Ukrayna sınırları içindeki Zaporijya nükleer santraline önceki yıl ve daha geçen hafta içinde DRONE’lerle saldırı yapıldı. İran-İsrail arasında sürdürülen savaşta da nükleer tesisler vuruldu ve bu savaşlar hep ülkemizin sınırlarında cereyan ettiği için ülkemizi de tehdit etmektedir ve bu nedenle yaşanan teknolojik savaşta onlarca insan hayatını da kaybetti.II. Paylaşım Savaşı’nın sonuna doğru, Amerika Birleşik Devletleri emperyalist hegemonyası için, 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima’ya attığı 4 ton ağırlığında ve 15 kiloton etkisindeki atom bombası ile en az 70.000 kişiyi öldürmüş, bir o kadar insan da yaralanmıştır. Bu olaydan sadece üç gün sonra Nagazaki’ye atılan 20 kilotonluk atom bombasıyla da 75.000 kişi ölmüş, 75.000 kişi de yaralanmıştır. İlk anda yaşanan ölümler dışında yaralılardan da hayatını kaybedenler olmuş, toplamda yaklaşık 200.000 kişi kitlesel imha silahıyla öldürülmüştür. Bombalamanın ardından her iki şehir tamamen tahrip edilmiş, doğal çevrede yaşam olanaksız hale gelirken, ortaya salınan radyoaktivite yıllar boyu yaşamı tehdit etmiş, hayatta kalabilen insanlardan yüz binlercesi sakatlıklar, yanıklar, sistemik hastalıklar ve kanserlerle yaşamlarını yitirmişlerdir. Böylesi bir felaketin bir daha yaşanmaması ve nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması hedefi için; nükleer karşıtları, bilim insanları ve aydınlar on yıllardır mücadele etmektedirler. NKP ve nükleer karşıtı diğer kuruluşlar, bilim insanları nükleer silahların yalnızca bazı ülkeler için değil, bütün ülkeler için yasaklanması gerektiğini defalarca dile getirdiler. Nükleer santralların da nükleer silahlar gibi kaza veya sızıntı durumunda kontrol edilemeyen radyasyon yayılımları ile insan hayatına, ekolojiye ve doğal yaşama karşı ne gibi olumsuz etkileri olduğunu artık bilmeyen yoktur. Özellikle son bir yıldır gerek Orta Avrupa’da Ukrayna-Rusya arasında gerekse Ortadoğu’da İran-İsrail arasında süren ve zaman zaman sıcak çatışma veya teknolojik savaşa dönüşen gerginliklerde olası bir nükleer felaketten etkilenme alanında bulunan insanlar ciddi tedirginlikler yaşamaktadırlar. Ne adına veya kime hizmet ederse etsin hiçbir ülkenin kabadayılık taslayan siyasilerinin, toplumla bu denli fütursuzca oynamaya hakkı yoktur. Günümüz dünyasında bir ülkenin gelişmişliğinin ilk ölçüsü, dünya halklarına ve doğal hayata karşı gösterdiği saygı olmalıdır. Nükleer silahlar, kitlesel-kimyasal imha silahıdır ve tüm dünyada bu şekilde kabul görmektedir. Kitlesel imha silahı var diye başka gerçek dışı beyan ve iddialarla ülkelere “operasyon” çekenlerin öncelikle kendi kitlesel/kimyasal silahlarını imha etmeleri gerekir. Dünyanın, nükleer silahlarla yok olma tehdidinden kurtarılması, bölge de ve dünya da barışının sağlanması, barış ortamının korunması için yıllar süren çabalar sonucunda, 2017 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması kabul edilmiş ve 2021 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmaya uyulması için Karadeniz bölgesindeki Sinop, Gerze ve Fındıklı Belediyelerinin kendi Belediye meclislerinde almış olduğu kararlar anlamlı ve takdire şayandır. Bu anlaşma, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından da vakit kaybedilmeden imzalanmalı ve TBMM gündemine getirilmelidir. Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN – International Campaign to Abolish Nuclear Weapons) tarafından oluşturulan Şehirlerin Talebi hareketine, üye olan binlerce dünya kentinin yanında Türkiye ve dünya kentlerine örnek olacak şekilde, önce Fındıklı sonra Sinop ve Gerze Belediyeleri meclis kararlarıyla katılmışlardır. Hiroşima ve Nagazaki felaketlerinin 80.yıl dönümünde, ülkemizin bütün yerel yönetimlerine bu kampanyaya katılmaları çağrımızı bir kez daha yüksek sesle yapıyoruz.Ülkemizde inşaatı süren bir, hazırlıkları yapılan bir ve henüz ilan edilmemiş ama kulaklara fısıldanan bir; yani toplamda üç nükleer enerji santrali gündemdedir. Meclis denetiminden kaçırılarak fahiş fiyatlı bir alım garantili anlaşma yapılan ve inşaatı süren Akkuyu nükleer santralinde üçüncü kez uzatma yapılmış, Rus Şirketi yöneticisinin yaptığı yolsuzluk, yerli ortakların konsorsiyumdan çıkarılması, basına yansıyan iş kazaları ve son olarak çalışanların emeklerinin karşılığının ödenmemesi gibi daha santral tamamlanmadan olumsuzluklar listesi kabarmıştır. Sinop NGS için ise Japon Mitsubishi firmasının anlaşma yapmaktan vazgeçmesine karşın, önerilen reaktör tipine göre hazırlanan ÇED raporu şimdi tipi belirsiz bir reaktör için resmileştirilmeye çalışılıyor. Şu bilinmelidir ki Sinop NGS için tasarlanan ATMEA-1 tipi reaktörün imalatçı firması iflas ederek Fransız EDF tarafından devralınmış ve ATMEA-1 tasarımı üretiminden vazgeçilmiştir. Her reaktör tipinin ÇED süreçleri ayrı olmalı ve reaktör tipine göre de saha seçimi yapılmalıdır. Dolayısıyla da Sinop NGS projesi tarihin çöp sepetine en kısa süre de atılmalıdır. Gerek Orta Avrupa’da gerekse Ortadoğu’da yaşanan gerilimler ve geçen hafta içinde yaşanan nükleer tesise saldırı, İran’ın nükleer santrallarına karşı İsrail tarafından yapılan riskli ve fiziki/sanal saldırılar nükleer santralların nasıl bir tehdit oluşturduğunu net bir şekilde göstermektedir. Kapitalist ekonomi sisteminde söz sahibi siyasi iradenin fütursuzluğuna karşı insanlığın sesini daha gür ve net çıkarmaktan başka çaresi yoktur. Hiroşima ne Nagazaki’ye atılan bombalarının 80. yılında, ülkemiz başta olmak üzere dünya kamuoyunu ve yöneticilerini barış ve silahsızlanma için sağduyulu olmaya ve sorumluluğa davet ediyoruz. Ülke kaynaklarının silahlanmaya değil, insanların beslenme, barınma, sağlık, eğitim, bilim, kültür, sanat gibi temel gereksinimlerine ayrılmasını, çevrenin yıkıcı etkileri yüzyıllar süren radyoaktif atıklardan korunmasını istiyoruz. Acımasız ve insanlık dışı saldırıyı bir kez daha lanetliyor, katliamda hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz." ifadelerine yer verdi.
80 yıllık acının gölgesinde Sinop’tan barış mesajı
Sinop’ta, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 80. yıl dönümünde düzenlenen basın açıklamasında, nükleer silahlar ve nükleer enerji santrallerine karşı çağrı yapıldı.
Yayınlanma :
07.08.2025 11:55
Güncelleme :
07.08.2025 12:18


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: