Çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti il il dolaşmaya devam ediyor.
Akil insanlar Karadeniz Heyeti de Samsun'un ardından Sinop'a geldi. Heyette Kürşat Bumin, Bendevi Palandöken,Prof Dr. Yusuf Şevki Hak yemez, Avukat Fatma Benli,Oral Çalışlar, Yıldıray Oğur ve Erkan Şen yer aldı. Akil İnsanlar Karadeniz Heyeti Vira Otelde basın mensupları ve davetlilerle saat 10.00'da bir araya geldi.
Yapılan toplantıda konuşan heyet üyesi Oral Çalışlar, "Bu kez başka bir yolun denenmesi gerekir. 'Türkiye Türktür, Türk kalacak' diye slogan atarak bu işi çözebilseydik, çözerdik. Ama bu iş sloganla çözülmüyor" dedi.
Toplantının açılış bölümünde konuşma yapan Heyet Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, 30 yıldır terör sorununun devam ettiğini belirterek, şunları söyledi: "Bu terör sorununun çözümü noktasında hükümet tarafından oluşturulan bir akil insanlar komisyonu mevcut. Her ne kadar ismini çok fazla tasvip etmesek de köprü vazifesi gören bir konumdayız. Bu komisyonda Karadeniz Bölgesi'nde yer alan 9 arkadaşla birlikte Karadeniz Bölgesi'ndeki bütün illeri belli bir sırayla dolaşıyoruz. Aramızda mazeretleri nedeniyle katılamayan arkadaşlarımız var. Ama mümkün olduğunca Karadeniz'deki bütün illeri hep birlikte dolaşmayı planlıyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte bu toplantıları gerçekleştirirken bölgenin nabzını tutabilecek kişilerin yer aldığı toplantıları yapmayı planlıyoruz."
Türkiye'nin 30 yıldır terör sorunuyla mücadele ederken çok ciddi kayıplar verdiğini belirten Prof. Dr. Hakyemez, "Ekonomik kayıplarımız çok fazla oldu. Onun ötesinde şehitlerimiz var ve şehitlerimizin olduğu bir yerde memleketimiz için vatanımız için şehitlerin verilmiş olduğu bir yerde bu sorunu konuşurken fevkalade dikkatli bir dil ve üslup kullanmak durumundayız. Bunların hepsinin bilincindeyiz. Bu süreçte bu biçimde özellikle şehitlerimizin hassas konumunu istismar edebilecek değişik unsunlar olduğunun bilincindeyiz" dedi.
Sorunun çözümünü istediklerini, hükümetin attığı adımları çok önemsediklerini belirten Prof. Dr. Hakyemez, "Fakat hükümetin adımlarını önemserken aslına bakarsanız biz burada hükümetin propagandasını yapmıyoruz. Çünkü bizim çok farklı kimliklerimizle burada bulunduğumuzu söylemeye bile gerek yok. Tek ortak noktamız akan kanın durmasıdır" diye konuştu.
Türkiye'de ilk kez siyaset kurumunun bu biçimdeki temel bir sorunun çözümü noktasında inisiyatifi eline aldığını dile getiren Prof. Dr. Hakyemez, şunları söyledi: "Burada aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğü noktasında bir hassasiyet gösteriyoruz. Biz bu süreci desteklerken daha güçlü bir Türkiye'nin tesisini istiyoruz. Türkiye, Türkleriyle, Kürtleriyle diğer etnik kökenleriyle birlikte bir mozaiktir. Bunun sadece bir aksesuar biçiminde kalmamasını bunun bir zenginlik olduğunun gerçekten bilinmesini ve bu şekilde de yaşamamız gerektiğini biliyoruz. İşte bunun tesisi için hükümetin atmış olduğu bu adımı bizler önemsiyoruz destekliyoruz. Sorunları konuşmadığınız zaman, pekala bunlara ilişkin çözüm de ürütemezsiniz. Bu noktada Türkiye'de çok ciddi sıkıntılar olduğunu hepimiz, siyaset gündemini takip edenler bilirler. Buradan biz sizden çok hoşunuza giden şeyleri değil, süreci değerlendirirken sürece ilişkin endişelerinizi de söylemenizi istiyoruz."
Toplantıda konuşan heyet üyesi Bendevi Palandöken de Türkiye'nin uzunca bir süredir sıkıntılı günler geçirdiğine dikkat çekerek, "Yapılan bütün tedbirlere rağmen ülkemizdeki bu yolun dışındaki bütün yolların denenmesine rağmen istenilen seviyede bu sıkıntıları önleyemedik. İkinci bir alternatif olarak inşallah ülkemizdeki şiddetin kanın bin yıldır birlikte yaşadığımız kardeşlerimizle diyalogumuz tekrar eski düzeyde devam eder" dedi.
Siyasi parti temsilcisi olmadıklarını, yaptıkları temaslar ışığında halkın düşüncelerini Ankara'ya götürerek köprü göveri yaptıklarını anlatan Bendevi Palandöken, "Siz inanın ki ülkemizdeki bu barış sürecinde önemli katkılarınız olacak. Daha doğrusu bu çorbada tuzunuz olacak. Ben sizlerin bu meseleyi çok iyi şekilde değerlendireceğinizi değerli katkılarınızla da güzel bir yol haritası çizeceğinize inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin uzun yıllardır yaşadığı bir sorunla bundan sonra devam etmesinin mümkün olmadığını belirten heyet üyesi Kürşat Bumin ise şöyle konuştu : "Etrafımıza bakın Ortadoğu'daki savaşlar dışında, batıya bakın hiçbir medeni ülkede bu şekilde bir iç savaş sürmüyor. Dolayısıyla herkes, hepimiz farkındayız ki, bunda bir şey var bu böyle devam edemez. Bu hem ülkemizin zenginliklerini ekonomik olarak hem de insanlarını felakete götüren bir süreç. Ülkede kaç yıldır ilk kez mevcut olan bu büyük felaketle ilgili bu konuda toplumun söz alması toplumun devlet ve hükümet karşısında burada ben de varım çözüm önerim benim de var. Benim de isteğim şu şekilde diye ilk kez belki söz almasına başlayacak bir süreç başlıyor. Bu mesele şimdiye kadar topluma hiçbir zaman danışılmadı. Hükümet ve devlet kendi bildiği gibi bu şeyi sürdürdü. Gördük ki geçen yıllar içerisinde çözülmesi bir yandan da ağır sonuçlar çıkarmaya başladı. Belki böyle devam ederse çözülmeden belki bundan sonrası daha büyük felaketleri de getirecek. Onun için toplumun bu konuda söz alması çok önemli."
Toplantıda daha sonra söz alan heyet üyesi ve Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Oral Çalışlar, gittikleri yerlerde bazı küçük gruplarca protesto edildiklerini söyledi. Şiddete başvurulmadan herkesin görüşlerini ifade edip protestoda bulanabileceğini kaydeden Oral Çalışlar, "Fakat bu mesele bir protesto gösterisiyle sınırlı kalsa veya bir protestoya gitmiş olsa bir şey demeyeceğim ama olay şu, Türkiye'nin 50 bin insanının yaşamına mal olmuş, milyarlarca dolar, milyonlarca inanın yerinden yurdundan olmasına yol açmış bir olaydan söz ediyoruz. Bunun bitirilmesinden söz ediyoruz. Böyle bir olayı karşılıklı protestolarla değil konuşarak 'Nasıl halledebiliriz bu işi' diye düşünmemiz lazım" dedi.
Heyet üyesi ve Taraf Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur da konuşmasında bu günün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğunu hatırlatarak, "Bugün Meclisimizin kuruluşunun yıldönümü. Çok önemli bir bayram. Aynı zamanda 90 gündür Türkiye'de çözüm süreci nedeniyle belki kısa süre önce 23 Nisanı kutlayan biliyorsunuz bu çatışmalarda hayatını kaybedenlerin çoğu 17-18-19 yaşında insanlar. Kısa süre önce 23 Nisan bayramını kutlayan pek çok çocuk, hayatını kaybetmedi 90 gündür" dedi. Çatışmaların biteceğine dair bir ümidinin olduğunu dile getiren heyet üyesi Fatma Benli ise "Evet korkularımız var kaygılarımız var. Bize düşende akil grubu olarak bu korkuları kaygıları raporumuza yazmak. Ama bir taraftan da o korkuların kaygıların gerçekleşmemesini sağlamak da hepimizin elinde. Bize düşen şey sadece süreci devam ettirmek ve bunun için hep beraber bir şeyler yapmaya çalışmak. En azından başkalarının canı yanmasın diye çaba sarf etmek" diye konuştu.