Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş, gündemde olan koronavirüs tablosu Sinop’un çok yüksek riskli iller arasında yer aldığını belirterek pandeminin olumsuz etkileri ve küçük esnafın pandemi döneminde yaşadığı sorunlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Salim Akbaş tarafından değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi.
İLÇELER İÇİN RİSK HARİTASI OLUŞTURULSUN
1 Mart 2021 itibari ile illerin kategorize edilerek 4 renk üzerinden 4 farklı risk grubunda değerlendirildiğini belirten Akbaş; “Ne yazık ki Sinop’ta kırmızı renkte tarif edilen çok yüksek riskli iller kategorisinde diğer 17 il ile birlikte yer alıyor. Bu tablo aslında bize şunu gösterdi. Kontrolü yada yasakları sadece kamuya yada yasak koyuculara değil, bizlerinde kendi kendine otokontrol yöntemi ile bu yasaklara uymayı, uymayanları da uyarmaya itecek diye düşünüyorum. Çünkü benim ortaya koyacağım olumsuz bir davranış yan komşumun işletmesine zarar veriyorsa ben ona haksızlık etmiş oluyorum. Uyarıları, önerileri sonuna kadar dikkate almamız lazım. Ben bu kurallara uymuyorum demek kendinize zarar veriyor ama sadece kendisine değil komşusuna, eşine, dostuna, arkadaşına da zarar veriyor. Bu şehrin ticaretine de zarar veriyor. Bu nedenle herkesin duyarlılık göstermesini istiyorum. Çünkü bizler küçük bir ilde küçük bütçeler ile ticaret yapan insanlarız, kayıplarımız çok büyük oluyor. Kontrolsüz davranışlarımızdan dolayı hepimiz ceza çekiyoruz. Bu nedenle bu konuda hassasiyet gösterilmesini istiyorum. Vatandaş olarak kurallara uyacağız. Ancak İl Hıfzıssıhha Kurulu toplantılarında bence yerel olarak illerdeki renklendirilmiş tabloyu Sinop’ta ilçeler olarak yapılmasını ve bu renk kategorisine göre o ilçelerde uygulanacak kısıtlamaların diğer ilçeleri zarara uğratmayacak şekilde esnetilmesinden yanayım. Örneğin merkezde çok yoğunluk varsa Ayancık’ta yoksa, Ayancık ve Merkezi aynı değerlendirmeyelim. Ama yoğunluk olan yerlerle de geçişleri gerekiyorsa belli kontrollerle kısıtlayalım. Ama topyekün Sinop tamamen kırmızı deyip tüm ilçeleri kırmızı gibi değerlendirmenin yanlış olacağı kanaatindeyim. Gerçekleştirilecek olan pandemi heyeti toplantısında sayın valimize de bu konuyu aktaracağım. Umarım İl Hıfzıssıhha Kurulu toplantıda böyle bir karar alınıp topyekün yasaklamak yerine vakaların fazla olduğu yerlerde kısıtlama getirilir, diğer taraflarda esnetilirse esnetilsin önerisinde bulunacağız” dedi.
Covid-19’un Yarattığı Olumsuz Etkilerden 2021 yılında da Kurtulamadık
Ticaret ve Sanayi odası olarak her yıl bir önceki senenin faaliyet raporunu paylaşarak kamuoyunda bir duyarlılık ortaya koymayı amaçladıklarının belirten Sinop TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salim Akbaş sözlerini şöyle sürdürdü; “ Ne yaptık, neler planladık ve neleri yapamadık gibi. Bunu basın mensuplarımız ile her yılın ilk ayında paylaşıyorduk. Ama bilindiği üzere 2020 yılında biran evvel kurtulmak, 2021 yılına daha büyük umutlarla bakmak gibi bir hayali dile getirmiştik. Ancak gördüğümüz kadarıyla covid-19’un yarattığı olumsuz etkilerden halihazırda kurtulamadık. Umarım en kısa zamanda bundan kurtuluruz”.
PANDEMİ NEDENİ İLE BİRÇOK ŞEYİ BAŞARAMADIK
Sinop TSO olarak 2020 yılını değerlendiren Akbaş; “Özellikle ilimizin tanıtımı ile alakalı fuar, il dışı ziyaretleri, sosyal medya kullanımları veya medya kullanımı ile ilimizdeki birçok değeri, varlığı Türkiye ile buluşturma hedefini ortaya koymuştuk. İlimizin değerlerinden olan Sinop kestane balı, Sinop Hacıkadı tavuğu, Sinop mantısı gibi yöresel ürünlerimizi ticari bir emtia olarak Türkiye ile buluşturulmasıyla ilgili gayretlerimiz olmuştu. Bunu başardığımızı düşünüyorum. Ama istediğimiz seviyeye ulaştık mı? Hayır, ulaşamadık. Özellikle 15 Mart 2020 tarihinde covid-19 salgınıyla alakalı olarak ticari faaliyetler kısıtlanınca hedeflediğimiz, programladığımız birçok şeyi başaramadık, yada eksik başardık”.
1 MARTTA NORMALLEŞMEYİ BEKLİYORDUK
Sinop’ta 1 martta da normalleşmeyi beklerken bir anda Sinop’un yüksek riskli iller arasına girmesiyle bu hayallerin suya düştüğünü belirten Akbaş açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ama bu hayalimizde maalesef biranda suya düştü. Çünkü bir hafta öncesindeki vaka sayımız 100 binde 83 iken, bir hafta sonra 100 binde 160 gibi yüksek bir rakama ulaştı. Buda hükümetin aldığı kararlar kapsamında bizim bir süre daha bu kısıtlama ve tedbirlerle birlikte yaşamamız gerektiğini ifade ettiler. Umarım bizler duyarlılık gösterip üzerimize düşeni yerine getirirsek pandemi ile ilgili koşullarda ortaya konan kısıtlama ve yasaklara riayet gösterirsek bugünleri kısa zamanda bertaraf edeceğimizi düşünüyorum. Burada tüm Sinop halkının aynı duyarlılıkla hareket ederek bu şehrin haritada kırmızı olan rengini daha uygun renklere hatta renksiz bir tabloya dönüşmesini hayal ediyorum. Umarım herkes üzerine düşen sorumluluğu fazlası ile yapar diye umut ediyorum.
Mart ayından itibaren okul, cafe, lokanta, otel gibi işletmeler tedbir amacıyla kapatıldı. Kapatıldığı zaman zaten Sinop ilinin ticari faaliyeti hizmet sektörü içerisinde olduğu için bizler bir anda bir durgunluğa girdik. Lokanta, cafe, kahvehane, erkek ve kadın kuaförleri, spor salonları, nikah ve düğün salonları, halı sahalar bir anda kapandı. Bu kapanma biraz tedbir amaçlı, birazda pandeminin bizde yarattığı ürkeklik ile otokontrol nedeniyle bizde kendimiz bu mekanlardan uzaklaştık. Bu alanda faaliyet gösteren tüm işletme sahiplerimiz ciddi anlamda gelir kaybına uğradı. Hatta organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren işletmeler bile tedbir amaçlı faaliyetlerini ya kısıtladılar yada bazıları belli bir süreliğine kapattılar. Bu da yine kent ekonomisinde ciddi anlamda bir kayba sebebiyet verdi. Kapanan işletmelerden dolayı kapanan diğer işletmelerde zincirleme olarak etkilendi. Örneğin üniversite eğitime ara verince öğrencilerin konakladığı pansiyon ve yurtlar, üniversiteye öğrenci taşıyan otobüs, minibüs ve dolmuşlarda bundan etkilendi ve ciddi anlamda bir kayıp ortaya çıktı.
Bu kayıp nasıl bertaraf edilecek diye düşünürken bazı kamu destekleri ortaya kondu ama bu desteklerin işletmelerin ekonomik kayıplarını tamamen telafi edecek nitelikte olmadığını hepimiz gördük. Örneğin 500 Tl gibi bir kira yardımı yada ciro kaybı ile alakalı verilen desteklerin yaraları çok sardığını söyleyemeyiz. Bir nebze fayda getirdi ama neredeyse bütün işletmelerimizin bankalara kredi borçları var. Vergi ve geçmiş döneme ait borçlarla ilgili bir yapılandırma çıktı. Bu müracaat 1 Mart itibari ile bitti. İşletmeler bundan ne kadar yararlandılar veya yararlandıkları yapılandırmanın vadesi gelen borçlarını nasıl ödeyecekler. Ödeyebilecekler mi? Buda bende bir soru işareti. Çünkü birçok işletme yapılandırmaya müracaat etti ama bu yapılandırmayı ödeyebilecek para kazanamadıklarını hepimiz biliyoruz. Umarım önümüzdeki günlerde yeni bir tedbir destek olur. Bu arkadaşlarımızın faaliyetleri eskisi gibi olursa bu borçlarını öderler.
ZİNCİR MARKETLERLE İLGİLİ DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR
Aslında sağlık amacıyla ortaya konulan kısıtlamalar toptancı bir anlayışla yapıldığı için tüm işletmelerde aynı kısıtlamalar uygulandı. Büyük küçük işletme fark etmeden yasaklar tüm işletmeleri kapsadı. Bu yasak küçük esnafı mağdur ederken özellikle zincir marketler ve büyük işletmeler bu kısıtlamalardan faydalı çıktılar. Hiç mağdur olmadıkları gibi ciroları ve gelirleri ekstradan arttı. Hafta sonu sokağa çıkma yasağında birçok işletme kapalı örneğin çiçekçi, ayakkabıcı, inşaat malzemesi satan nalbur, elektrikçi, kuyumcu. Ama bu arkadaşlarımızın sattığı tüm ürünler zincir marketlerimizde satılıyor. Kuyumcuların sattığı çeyrek ve gram altın, telefoncuların sattığı şarj cihazları, telefonlar bunlar zincir marketlerde satılıyor. Burada ciddi anlamda bir mantık hatası yapıldı. Yasağı koyarken bence küçük esnafında düşünülmesi gerekiyordu. Bunu hem yerelde hem de ulusal medyada ciddi anlamda paylaştık. İlgili kurumlara ve tüm siyasi parti temsilcilerine bu düşüncemizi sözlü ve yazılı olarak aktardık. Sadece pandemi ile alakalı değil pandemiden sonrada bence zincir marketlerin çalışma şekillerinin, saatlerinin, faaliyet alanlarının belli bir düzene getirilmesinde fayda var. Çünkü mahalle bakkalları ve yerel işletmelerin tamamı zincir marketler karşısında savunmasız bir haldeler. Bunları koruyup kollayacak ek bir düzenlemeye ihtiyaç var.
İTHALAT VE İHRACATTA BİR DEĞİŞİKLİK OLMADI
Sinop TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salim Akbaş, Sinop’ta ihracat yada ithalat kalemlerinde ne bir artış nede bir azalma olmadığını belirtti.
Sinop’un yıllık 30 milyon dolar ihracat ve 15 milyon dolarda ithalat kalemi olan bir dış ticaret hacmine sahip olduğunu aktaran Akbaş; “Bu rakamlar pandemiden çok etkilenmedi ama artmadı da. Belki organize sanayi bölgesinde yeni bir faaliyete giren yada ilimizde faaliyete giren işletmelerle ticari büyüklüğümüz artacak diye bir öngörümüz vardı ama pandemi nedeniyle bu gerçekleşmedi. Umarım 2021 yılında bu işletmeler istedikleri hedefe ulaşırlar.
Odamızın hissedarlarından olduğu ve daha önce birçok kez paylaştığımız Deniz Ürünleri İşleme ve Depolama tesisimizle ilgili Avrupa Birliği hibe programı ile ortaya konulan bir projemiz vardı. Bununla ilgili ihaleler yapıldı. Müşavir firma, yapımcı olan firma hepsi belirlendi. 5 Mart itibari ile yer teslimini müteahhit firmaya yapacağız. Bununla ilgili önümüzdeki günlerde sayın valimizde kapsamlı bir açıklamada bulunacak. Firma ismi, müşavir firma. Bu firma üniversitenin, özel idarenin, belediyenin, Sinop Ticaret ve Sanayi Odasının ve balıkçı kooperatifinin belli oranlarda hisseleri ile ortak olduğu bir işletme, yani bir kamu yatırımı. Ben bu yatırımın ilimizdeki balıkçılık sektörüne ciddi anlamda katkı vereceğini düşünüyorum. Umarım hedeflenen 2 yıllık süre içerisinde bu işletmenin inşaatı biter ve faaliyetine başlar. Bu müjdeyi önümüzdeki günlerde yer teslimini gerçekleştirdikten sonra daha kapsamlı bir basın açıklaması ile sizlerle paylaşırız”.