Her yıl bu aylarda köylerde dut, erik, armut ve karpuz gibi meyvelerden yapılan pekmezler, doğal yapısıyla vatandaşların ilgisini çekiyor. Dut pekmezi için önce dutlar ağaçlardan temiz örtülere silkeleme yöntemiyle dökülüyor. Toplanan dutlar yaprak ve tozlarından ayıklanarak büyük kazanlara alınırken, kazanlar meşe, söğüt ve kavak odunlarıyla yakılan ocaklarda kaynatılıyor.
Kaynayan dutlar daha sonra “şarapkana” adı verilen süzme sepetlerine dökülerek posasıyla şırası ayrılıyor. Elde edilen şıra, yeniden kazanlara alınarak pekmeze dönüştürülüyor. Kaynama sırasında şıra sürekli kontrol edilirken, kazanın kenarları sık sık silinerek is bulaşması önleniyor ve yüzeyde oluşan köpükler kepçeyle alınıyor.
Dedelerimizden böyle gördük
Yöre halkından Kenan Şen, her yıl dut pekmezi yaptıklarını belirterek, “Biz bu işi dedelerimizden böyle gördük, böyle de devam ettiriyoruz. Şeker kullanmayız, katkı maddesi hiç olmaz. Ne çıkarsa doğaldır, temizdir. Evimizin önünde kaynatırız, sabah başlarız akşam anca biter” dedi.
Pekmez yapımının zahmetli ama keyifli bir iş olduğunu ifade eden Şen, “Toplaması ayrı dert, kaynatması ayrı sabır ister. Ama o kazandan çıkan pekmezin tadı da bir başka olur. Kışın ilaç gibidir, çocuklara da şifa niyetine yediririz” diye konuştu.
Gençlere de çağrıda bulunan Kenan Şen, “Biz bu işi yaşatmazsak yarın kimse bilmeyecek. Gençler telefonla değil, kazanın başında büyüsün istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: