Platform üyeleri açıklamalarında şu ifadelere yer verdi;
“Kadın erkek eşitliği ve laiklik ilkesine dayanan toplumsal hayatı yok etme niyetiyle 21 yılda atılan geri adımlar, Mayıs 2023 seçimleri sonrasında arka arkaya gelen açıklamalarla hızlandırıldı. Bu niyette buluşanların; yaşayan örneklerini İran, Afganistan gibi ülkelerde gördüğümüz, kadınları toplumdan uzaklaştırma, erkeklere hizmet, soyun devamı rolüne hapsetme arzusu bir siyasi program olarak sürdürülüyor. Bu yöndeki fiili uygulamaları ve açıklamaları seçim kazanmak amaçlı söylemler, ya da ekonomik çöküşün konuşulmaması için gündem saptırma girişimleri olarak yorumlamak konuyu hafife almak olur.
Yüzyıllar öncesinden kalma ideolojilerini, yasaları hiçe sayarak bütün topluma dayatma cüreti ve “özgürlüğüne” sahip çeşitli oluşumların, kadın sanatçılara, sporculara, festivallere, her türlü kültür, sanat ve eğlence buluşmalarına saldırıları, arkalarına rüzgar değil fırtına almışçasına hızlandı.
“Çevreme Duyarlıyım” gibi anlamlı bir ismin ardına gizlenen yeni bir eğitim operasyonu olan ÇEDES projesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı görevlerinin bir bölümünü Diyanet işleri Başkanlığına devretti, bu kapsamda bazı okullara öğretmenler yerine imamlar atandı.
Bu siyasi programın en önemli başlıklarından birini oluşturan, laiklik ilkesi ve bilimsel karma eğitim tartışmaya açıldı.
“Kız çocuklarının okullaşmasını teşvik” adı altında karma eğitimin ortadan kaldırılması ile laik eğitimin kalan kırıntıları da yok edilmek isteniyor
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin en baştaki argümanı, 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum' oluyor” diyerek laik eğitimin kalan kırıntılarını da yok etme niyetini beyan etti. Bakanın, kız çocuklarının okullaşmasında gerileme olup olmadığına ve bunun nedenlerine dair bilimsel veri sunmak gereği bile duymadan ortaya attığı bu niyet beyanına iktidar bloğu üyesi Büyük Birlik Partisi’nden gelen destek, el yükselterek “hastaneler de ayrılsın” oldu.
Geçmişinde, kadın haklarından yana olduğunu söylediği için işkenceyle kadın katli (Konca Kuriş) kara lekesi taşıyan, kadınları “sahiplendirmekten” bahsedebilen, “kime göre, neye göre çocuk” diyerek kız çocuklarının evlendirilmesini, yani çocuk cinsel istismarını onaylayan iktidar bloğuna mensup bir diğer partinin genel başkanı ise; “karma eğitim en fazla kız çocuklarına zarar veriyor” diyerek kız çocuklarının eğitimini dert ettiğine inanmamızı bekliyor. Karma eğitimi “dayatma” olarak niteleyen aynı partinin vekilleri henüz bir hafta önce mecliste kabul edilen infaz yasası ile çocuk cinsel istismarcılarının serbest bırakılmasına, faillerin zarar verdikleri çocuk ve kadınların hayatlarına dayatılmasına evet oyu vermişti. Avrupa Ülkeleri ve ABD de dahil birçok ülkenin karma eğitimi terk ettiği iddiası ise, son 21 yılda, gerçekleri çarpıtarak siyaset yapma alışkanlığının yeni bir örneği olarak kayıtlara geçti.
Destek açıklamaları bununla da kalmadı, henüz 57 gün öncesine kadar ülkeye demokrasi sözü vermiş olan muhalefetteki Millet İttifakına mensup Saadet Partiside, kadın erkek eşitliğinin demokrasinin önkoşulu olduğunu unutarak bakanın açıklamasını destek yarışında yerini aldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: