Sinop’un simgesi hâline gelen Tarihi Cezaevi’nin Avrupa Birliği projesine dönüşme sürecini, dönemin İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun anlattı. Tosun, 2004’ten itibaren yaşanan gelişmeleri ve perde arkasındaki isimleri tek tek açıkladı.
“2004 yılında Sinop İl Müdürü oldum. Müze kapalıydı, cezaevi ise metruk ve tehlike arz ediyordu. Vali Zeki Şanal ile göreve başladık. O dönem Bakan Erkan Mumcu idi. 750 bin lira ödenekle müzeyi ihale ettik, ihaleyi Erol Derici aldı. 2006’da restorasyon tamamlandı ve açılışı Bakan Atilla Koç yaptı. Vali Şanal cezaevinin gelirini bakandan istedi, ‘Verdim gitti Zeki’ dedi. Cezaevi can güvenliği riski taşıyordu, proje olmadan bir yerini restore edemiyorduk” dedi.
Tosun, dönemin siyasi isimlerine rehberlik ettiğini ve cezaevinin otel yapılması fikrine Türkiye’nin tepki gösterdiğini anlatarak “O yıllarda cezaevinin ziyaretçisi, temizlikçisi ve güvenlikçisi bile kendi gelirini karşılamıyordu. İzin verdiğimiz dizi ve filmlerle ziyaretçi sayısı arttı ama bunun cezasını da çektik. Vali Şanal, ‘Bu cezaevine çözüm bulalım’ dedi. Ben de vilayette geniş bir toplantı yapalım, eğilimi belirleyelim dedim. 2006’da yapılan bu toplantıya eski-yeni vekiller, belediye başkanları, kültür mirası kurumları, üniversiteler, STK’lar ve akil insanlar katıldı. Katılım 102 kişiydi. Çeşitli fikirler ortaya atıldı: ‘Burası betestan çarşı olsun’ diyen de oldu, ‘yıkılsın pazar yeri olsun’ diyen de. Ancak ağırlıklı olarak yaşatılması ve müze yapılması görüşü öne çıktı” ifadelerini kullandı.
Tosun, projelendirme sürecini şöyle anlattı: “Atilla Koç’tan Sinop kalelerinin projelendirilmesini talep ettim. Sağ olsun kabul etti, ödenek gönderdi. İhaleyi şimdiki Elazığ CHP Milletvekili Gürsel Erol aldı. Vali Şanal, cezaevini projelendirmesini istedi. Gürsel Erol, 50 bin TL’si peşin, kalan 250 bin TL’si sonra ödenmek üzere kabul etti. 50 bin TL’yi müze ihalesinden artan para ile ödedik. Şanal görevden ayrıldı, özel idare parayı ödemedi. Müfettişler geldi, yasal mevzuat değişti. Başsavcı müdahale etti, Ada Otel’in satışından kalan para ödendi. Projeler kuruldan geçirildi, teslim edildi. Yerelde Cemalettin Ercan ve Salim Akbaş destek verdi.”
2008 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özarslan’ın Sinop’u ziyaretiyle sürecin ivme kazandığını vurgulayan Tosun, şunları kaydetti: “Özgür Bey Sinop’a geldi, Bayraktepe’den şehre bakarak ‘Bu Sinop çarpık yapılaşma ile bozulmuş, ama hâlâ kurtarabiliriz’ dedi. UNESCO ve AB projeleriyle bu işi yapabiliriz görüşünü ortaya koydu. Ben de ‘Bu toprağın çocuğuyum, risk alırım’ dedim. Bu işlerle uğraşmak kolay değil; rant çevrelerinin huzuru kaçar, baskılar olur. Nitekim 2016’da bu baskılarla görevden alındım, mahkeme kararıyla 2018’de geri döndüm ama proje sekteye uğradı. Bu proje ile rantı bozulanların baskısı büyüktü.”
Tosun, projeye emek verenleri anmadan geçmedi: “Müsteşar Özarslan Ankara’ya dönünce AB proje ekibini Sinop’a yolladı. Hakan Tanrıöver ve Hale Özel bu projede çok risk aldı, Sinop adına çok teşekkür ediyorum. Ben 2020’de emekli oldum. Ancak bu iki ismin hizmetleri hiçe sayıldı ve projeden uzaklaştırıldılar. 2008’de üç proje geliştirdik: Balatlar Arkeolojik Sit, Paşa Tabyaları Askeri Sit ve Tarihi Cezaevi Kentsel Sit. Ancak kurul süreci uzun olur diye Zeki Şanal’ın önceden onaylattığı cezaevi projesine yoğunlaştık. Projenin Bakanlığa devrinde rahmetli Hüseyin Erol ve Abdullah Batur destek verdi. Rahmetli Belediye Başkanı Baki Ergül de her konuda yanımızda oldu. Alan yönetimini birlikte kurduk.”
“İşte AB Tarihi Cezaevi projesi, Müsteşarımızın Bayraktepe’de söylediği ‘Bu Sinop hâlâ kurtarılabilir’ sözünden doğdu. Gelecek yazımda Alan Yönetimi ve restorasyon sürecini tarihe not düşeceğim” diyen Tosun, katkı veren herkese teşekkür etti ve vefasızlık gösterenleri eleştirdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: