TOKİ tarafından eski diş hastanesinin yerine yapılan çarşıda otobüs firmasına ait bir dükkanın çatısı çöktü. Çökme anından içeride kimsenin olmaması, yaralanmaya veya can kaybına yol açmazken, maddi hasar meydana geldi. Geçtiğimiz aylarda esnaf çarşısında bulunan bir eczanede ve lokantanın çatılarında çökmeler meydana gelmişti. Dün akşam saatlerinde ise bir otobüs firmasına ait bir dükkanın tavanı çöktü. Edinilen bilgiye göre işletmede çalışan kadın bir personelin dükkanı kapatması ardından tavanın çöktüğü öğrenildi. TOKİ’nin Sinop’ta bir muhatabını bulamadıklarını söyleyen çevredeki esnaflar, durumu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne bildirdiklerini, kendilerine yazılı dilekçe yazmalarını ve TOKİ’ye ileteceklerinin söylendiğini ifade etti.
Dün akşam saatlerinde yaşanan tavan çökmesi ardından herhangi bir yetkilinin gelip inceleme yapmadığını dile getiren Erol Gümüş, tavanın çöktüğü şekilde kaldığını, bir yetkili gelip inceler diye dokunamadıklarını belirtti. Söz konusu çarşıdaki diğer esnaflarda durumdan tedirgin olduklarını, tavanlarının her an çökebileceğini düşündüklerini ve altında kalmaktan korktuklarını ifade etti.
“ÜÇÜNCÜ KEZ TAVAN ÇÖKMESİ YAŞANIYOR”
Tavan çökmesinin üçüncü kez yaşandığını kaydeden Esnaf Erol Gümüş; “ Buradaki çarşı esnaflarından biriyim. Bu göçmeleri daha önce yan tarafımızda lokanta vardı. Lokantanın tavanı göçtüğünde dediler ki yemek buharından göçtü. Onun ardına eczane yemek yapmıyor ama onun tavanı da göçtü. Şimdi otobüs firmasının tavanı ve çalışan personel akşam on dakikayla çıktı tavan göçtü. Ya bunu biz yetkililere hep söylüyoruz, bu dükkanlarla kimse ilgilenmiyor. Dışarıda sokak aydınlatmaları yok. Tavanlar sürekli böyle insanlar çalışamıyor. Can güvenliğim yok diye insanlar dükkanlara girmeye korkuyor. Bundan Sinop da TOKİ'ye ait adına bir yetkili yok. Çevre Şehircilik Müdürlüğüne ulaşıyoruz. Dilekçe yazın. Dilekçeyi ben TOKİ'ye yollayacağız diyorlar. TOKİ'den cevap ne zaman gelir? O arada illa birinin kafasına düşüp biri yaralanmayınca bu ülkede önlem alınmıyor maalesef. Daha önce örneklerini gördük. Yani burası kaderine terk edilmiş. Buranın insanlara aynı TOKİ evleri gibi, kira öder gibi sahibi olacağı söylendi. Ne devreden var ne devralan var. Yani bunu müteahhitin hatası diye görüyorum. Tabanda alçıpan olur mu olmaz mı onu bilir kişiler daha iyi bilir. Yetkiliye daha önce lokantanın göçtüğünde bilgi verdik. İşte onlar demin dediğim prosedür gibi çevre şehirciliğe dilekçe yaz. Çevre çeviriciyle dilekçeyi TOKİ'ye yazacak.”
“DAHA ÖNCE SAYIN VALİYE SÖYLEDİM”
Kendilerinden dilekçe yazılması istendiğini aktaran Gümüş; “TOKİ'den cevap gelecek. Bunun üzerine eczane göçtü. Yine orada bir sürü mağduriyet var. Eczanenin bir şeyleri kırıldı. O hiçbir şeyde talep bulunmadı kendi gücünden yaptı. Hizmete açtı çevre şehircilik müdürümüze ulaştık dilekçe yazın ben de dilekçeyi TOKİ'ye yazacağım dedi. Dün akşam sadece telefonda ulaştık Sayın Müdürümüze Müdürümüz de böyle bir öneride bulundu. Dilekçe yazın. Çevre Şehircilik Müdürümüzün de haberi var. Bunun da telefonda bize, o arkadaşa söylediği buydu. Ben yarın işte Durağaı’dayım dedi. Kimse bakmadı ve bu dükkanın müşterisi ben de de oraya giremem dedi ve bu dükkanın şu anda zarar ediyor. Adam burada niye bekliyor? Bilet satayım diye bekliyor, değil mi? Çünkü birileri gelsin diye dükkan da temizlenmiyor. Sonuçta bu esnaf vergisini veriyor, kirasını ödüyor, elektriğini suyunu ödüyor ama sokak aydınlatma yok. TEDAŞ’ı arıyoruz, belediye belediyeyi arıyoruz biz teslim almadık. Kaderine terk edilmiş. Yani yöneticilerimiz de buna biraz hiç kulak vermiyor gibi geliyor bana. Biz bunu daha önce Sayın Vali'mize de ben söyledim. Sayın Vali'm, bu dükkanlarla iyice bir hakimiyet var mı? Yani çünkü bakanımız kira öder gibi ödeyeceksiniz dedi. Kimseye devredemiyorsun. Şu anda işte TOKİ'yle ilgili sorunların ne olduğunu, sorunların giderileceğiniz söyleniyor. Yani şu anda teslim almadı.”
“BİRİNE BİRŞEY OLMADAN ÇÖZÜLMELİ”
Müteahhittin işini çok iyi yapmadığını ileri süren Gümüş; “Şu anda çalışmalar var ama ne ne olduğunu net olarak bilemiyorum tabii. İşlerinde olmadığım için sadece duyduğum şeyler bunlar. Birileri buradaki esnaflara sahip çıksın, bir de her sene yüzde yetmiş kira zammı istiyorlar 20 metrekare alana. Hizmet yok, elektrik yok, o yok ama kirayı her sene yüzde yetmiş zam yaparak insanlardan almasını biliyorlarsa bu hasarı da, bu gördüğünüz zararı da çekmeleri gerektiğini düşünüyorum kendi şahsımca. Benim de arkada bir dükkanım var. Ben şimdi dükkanıma girmeye korkuyorum. Ya tamam benim kafama dökerse dükkanda çalışan kızımın kafasına bir şey düşerse illa birine bir şey olmadan bu sorunların giderilmeli.”
“SIRAYLA GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM, KAYGILANIYORUM”
Esra Yavuz Şen; “Burası telefon bayisi. Burada Sinop Birliği'nin çalıştığı dükkân çökmüş ama şöyle söyleyeyim, bu üçüncü dükkan. Daha önce doyduğum ev yemekleri, daha önce eczane, bu üçüncü ve sırayla herhalde hepimize gelecek diye düşünüyorum. Kaygıyla çalışıyoruz yani ne olacağını bilemiyoruz. Allah korusun ben beyin kanamalıyım. Yukarıdan bir darbe geldiğinde ikinci bir darbeyi kaldıramayabilirim, söyleyeyim veya müşterilerimiz olabilir, onların hayati güvencesi olabilir, Her yöne elektronik eşyalarınız, telefonlarım var. Onlar tehlikeye girebilir. Çekince de olabilir. Şöyle söyleyeyim, ilk önce doydum ev yemeklerinde olduğunda dediler ki buhardan buhardan olmuş olsa eczanede olmazdı. Eczanede olduğu Sinop birlikte buharlı bilet mi satıyor yani? Onda olmazdı. Hepimize sırayla geleceğini düşünüyorum ve kaygılanıyorum. İlgililere sesleniyorum lütfen bize sahip çıksınlar.”
“CAN KAYBI OLMADAN BİRŞEY YAPILMALI”
Büfe işletmecisi Refik Şen; “Bir can kaybı olmadan incelemelerde bulunup ne yapabiliriz diye çözüm aramaları gerekiyor. Esnaf olarak zaten ben eğer gelip onlar incelemezse ben kendi önce canım için müdahale edeceğim. Benim ailem ben burada ekmek parası için mücadele veriyorum. Ne yapmam lazım? Önce can güvenliğimi sağlamam lazım. Mal önemli değil. Bir şekilde kendini çevirmeye çalışırsın ama can gittikten sonra kendini nasıl çevireceksin? Çeviremezsin. Yani bu proje tamam güzel Allah razı olsun yapıldı, edildi, insanlara verildi. İnsanlar buradan bir geçim kaynağı sağlıyorlar ama lütfen can kaybı olmadan gelip bu şeyi düzeltmeye çabalamamız gerekiyor. Beraber çözüm ortak bir çözüm bulalım. Yarısı bizden yarısı onlardan olur veya hepsini onlar yapar. Hep veya derler ki bize şunu şunu şöyle yapın. Biz de ona göre bir yol haritası çizeriz. Hani bir çözüm olsun. Çalış burada ekmek parası için çalışıyoruz hepimiz. Ricamız İsteğimiz gelip yetkililer dükkanları incelesinler baksınlar. Ya sökelim tavanları, sıvaları aldıralım ya da onlara önleyici bir şey yapalım hep beraber karşılıklı. İnsanların vebalini almak kadar kötü bir şey yok bu hayatta. Ben ondan yanayım.” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: