Dün Uğur Mumcu Meydanı’nda kalabalık bir grup ile birlikte sokak hayvanları için basın açıklaması düzenlendi. Açıklamayı Hayvan Koruma Kurulu adına Esra Kocaer okudu. Açıklamada, Abalı Köyü sınırları içerisinde yer alan sokak hayvanları bakımevindeki olumsuz şartlar ele alındı. Hayvanseverlerin sloganlarla eşlik ettiği açıklamada; “Diğer yandan, “yaşam alanı” olarak tanıtılan yeni bölge hâlâ inşaat hâlindedir. Söz konusu alan yalnızca tel örgülerle çevrilmiş, içerisine kullanışlı ve sağlam olmayan kulübeler yerleştirilmiş, sular leğenlerle sağlanmış ve geçici olarak konteynerler konmuştur. Kış şartları, yağmur, çamur gibi iklimsel etkenler hiç dikkate alınmamış; alanda gölgelik, kapalı alan, drenaj sistemi, güvenli altyapı ve hayvanların korunmasına yönelik temel hiçbir düzenleme yapılmamıştır.” denildi.
Basın açıklaması ardından, hayvanseverler, Sinop Belediye Başkanlığına verilmek üzere, hazırladıkları yazılı dilekçeleri imzaladı. Dilekçede Belediye Başkanı Metin Gürbüz’e açık çağrı yapıldığına yer verilirken; “Sayın başkan, yaşam alanına gidip çözüm üretmek yerine, gözünüzü oradan kaçırmak; sorumluluğu ve kamu vicdanını inkâr etmektir. Bu süreçte, "paramız yok" söylemi gerekçe gösterilmiş.” İfadelerine yer verildi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi;
“SİNOP BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NA
Konu: Sokak hayvanlarının yasa sonrası toplanma süreci, barınaktaki ölümler, yaşam alanlarının ihmali, belediyenin duyarsızlığı ve acil çözüm taleplerimiz
Sayın Başkan,
Bugün, candostlarımız ormanın ortasında, tel örgüler arkasına kapatılmış, kulübesiz, gölgesiz, plastik leğenlerde su verilen, mamaları kontrolsüzce bırakılan bir "unutulma alanına" terk edilmiş durumda!
Ve artık şu da bir gerçek:
Belediyenizin sorumluluğundaki barınakta şu ana kadar onlarca belki yüzü bulan sayıda köpek hayatını kaybetmiştir. Kimi enfeksiyondan, kimi saldırıdan, kimi hastalıktan...
Ama bu ölümlerin hiçbiri hakkında kamuoyuna bir açıklama yapılmamış, "Bu hayvan neden öldü?" diye bir muhasebe tutulmamış, yapılan onca toplantıda Bunu nasıl önleriz?" diye bir plan yapılmamıştır. Yaklaşık bir yıldır sürdürülen süreç yalnızca toplama üzerine kurgulanmıştır. Ne tedavi, ne bakım, ne altyapı, ne sahiplendirme, ne kamu bilinci...Sadece görünmeyene, uzağa, ormanın derinliklerine "toplayıp atma" politikasına indirgenmiş bir anlayışla karşı karşıyayız.
Hayvanlar bir eşya değildir. Onlar can'dır.
Sayın başkan, yaşam alanına gidip çözüm üretmek yerine, gözünüzü oradan kaçırmak; sorumluluğu ve kamu vicdanını inkâr etmektir.
Bu süreçte, "paramız yok" söylemi gerekçe gösterilmiş;
Belediyenin atölyesi, iş makineleri, üretim tesisleri, saha ekipleri, insan kaynağı mevcuttur.
Bu olanaklarla en temel barınak yapıları dahi neden üretilememiştir? Ayrıca, Türkiye'nin birçok belediyesinde uygulandığı gibi, bu hayvanların belediyeye ait alanlarda örneğin bir parkta, bir depoda, belediye tesisinde bir bekçi köpeği olarak kontrollü ve sevgi dolu koşullarda sahiplendirilmeleri mümkün değil miydi? Belediyenin geniş alanları, parkları, tesisleri varken bu hayvanlar oraya neden entegre edilmedi?
Merkezde yıllardır yaşayan köpekler için yine belediyenin kendi imkanları ile çözümler geliştirilemez miydi? Türkiye'nin pek çok ilinde örnekleri olan, çevresi kapatılmış, içinde bir-iki köpeğin yaşadığı küçük yaşam alanları, bu şehirde neden hayal bile edilmedi? Insanlardan uzak olmayan, uyumlu çözümler neden hiç düşünülmedi? Parasız da yapılabilecek onlarca çözüm masada dururken, hiçbir yolun denenmemesi, hiçbir çabanın gösterilmemesi kabul edilemezdir. Belediyeniz, çözüm üretmek yerine yalnızca "toplayıp kenara koyma" anlayışıyla hareket etmiş, var olanı da yok saymıştır.
Kaldı ki, bu şehirde gönüllüler dişleriyle tırnaklarıyla onlarca hayvanı tedavi edebiliyorsa, sahiplendirebiliyorsa, siz neden bu kadar imkânla tek bir somut adım atmadınız?Şahsınız bile örnek olmak amacıyla bir köpek sahiplenmediniz? Iş insanlarıyla, hayvanseverlerle, gönüllülerle neden hiçbir diyalog kurulmadı?
AÇIKÇA SÖYLÜYORUZ;
Bir köpeğe yapılan her zulüm, o köpeği seven onlarca insana atılmış bir tokattır.
Bir köpeğin vicdanlı 10 oyu vardır.
Bu şehir sadece insanlar için değil, onunla birlikte yaşayan tüm canlılar içindir.
TALEPLERİMİZ AÇIK, İVEDİ VE MEŞRUDUR
Mevcut "tel örgülü alan" derhål insani ve hayvan refahına uygun hale getirilmeli; kulübeler, gölgelikler, düzenli mama ve temiz su sistemi sağlanmalıdır.
Belediyenin atölyesi ve teknik birimleriyle acil olarak barınma altyapısı inşa edilmelidir.
- Belediyeniz, iş insanları ve hayvanseverlerle bir araya gelerek destek kampanyaları başlatmalıdır.
- Sahiplendirme için Belediyeniz tarafından yasal sorumluluklar yerine getirilmeli, duyurular yapılmalı, sosyal medya aktif biçimde kullanılmalıdır.
- Gönüllülere alana erişim ve destek izni sağlanmalı; yaşam alanı izole değil katılımcı hale getirilmelidir.
- Bugüne kadar barınakta ölen hayvanlar hakkında açıklama yapılmalı, ölüm nedenleri araştırılmalı, sağlık koşulları iyileştirilmeli ve ölümler durdurulmalıdır.
Yaşam hakkı, sadece insanın değil; bu şehirde bizimle birlikte yaşayan her canlının hakkıdır. Hayvanlara bakmak bir lütuf değil, bir görevdir. Belediyenizin bu görevi bugüne dek yerine getirmemesi affedilebilir değildir.
Bizler, hem vicdanen hem hukuken bu sürecin takipçisi olacağız.” İfadelerine yer verildi.
Öte yandan basın açıklamasına; CHP Sinop İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya, Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak, Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Taşkın, Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanları, hayvansever derneklerinin yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Hayvanseverler tarafından imzalanan o dilekçe;
Yorumlar
Kalan Karakter: