Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuran Sabir Akkoyunlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün yapığı araştırmalara göre her 8 kadından birinde meme kanseri riskinin bulunduğunu söyledi.
Akkoyunlu, bu hastalıkta erken teşhisin hayati önem taşıdığını belirterek, erken tespit edilen kanserde tedavi şansının yüksek olduğunu, aynı zamanda hastanın yaşam kalitesinin de korunabildiğini ifade etti.
Özellikle 40 yaşını geçen kadınlara mutlaka mamografi çektirmesini tavsiye eden Prof. Dr. Akkoyunlu, "Ne kadar erken tanıya popülasyon içerisinde yetişirsek erken tedavi ve yaşam kalitesini yükseltebiliyoruz. Çok erken tanılarda tekrarlama riski de çok az oluyor. Bu konu sadece kadınlarda değil ayrıca erkeklerde de az olsa bile bulunmaktadır. Erkekte de memede bir sertlik veya şüphe olduğu zaman muayeneye gelmesi şarttır." diye konuştu.
Kadınlarda meme kanserinin çok önemli ve hassas bir konu olduğunu anlatan Akkoyunlu, tanıyı erken tespit ettikleri zaman tekrarlama riskinin de ortadan kaldırmaya kolaylık sağladığını vurguladı.
Akkoyunlu, erken teşhisle gereksiz tedavilerden kaçınmış olduklarını ve bu konuda uzun süre bu hastalığın üstesinden gelmiş olduklarını belirterek, "Meme kanseri tedavisinde erken tanı, hastalığın başarıyla tedavi edilebilmesi için hayati önem taşır. Erken dönemde tespit edilen meme kanseri, daha az agresif tedavi yöntemleri sayesinde iyileştirilebilir. Bu şekilde tekrarlama riski de azaltılmış olur." dedi.
"Genç yaşlarda da görülebiliyor"
PAÜ Tıp Fakültesi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Gököz Doğu da meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser olduğuna dikkati çekerek, genelde ileri yaş hastalığı olarak görülse de genç yaşlarda da görülebildiğini anlattı.
Ailesinde meme kanseri öyküsü, genetik risk faktörü bulunmayan 20 yaşını geçmiş kişilere kendi kendine ve klinik kontrol, 40 yaşından itibaren de mamografi testi önerdiklerini kaydeden Doğu, "Gençlerin 'Ben gencim sağlığım yerimde' diye düşünmemesi gerek. Mümkün olduğu kadar tarama ve erken dönemde teşhis edersek sonuçlarımız çok güldürücü ve uzun dönemli başarı şansımız çok fazla. Gereksiz yere tedavilerden kaçınmış oluyoruz." dedi.
Prof. Dr. Doğu, uzun dönem hormon tedavisi ve uzun dönem doğum kontrolün yanı sıra sigara ve alkol kullanımının da kolaylaştırıcı risk faktörü arasında yer aldığını belirterek, şöyle konuştu: "Erken teşhisle birlikte tedavi süreci daha konforlu. Daha erken dönemde ve yayılmadan gelmiş oluyor hastalarımız. Kür şansı çok fazla. Çok maliyetli ve hastayı da zora sokan yan etkileri olan tedavilerden bu şekliyle kaçınmış oluyorlar. Ne kadar erken teşhis edersek sonuçlarımız o kadar yüz güldürücü. Meme kanserini erken dönemde yakalarsak yüzde 100 kür şansımız var."
Yorumlar
Kalan Karakter: