Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Sinop Şubeler Platformu, yaklaşan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi öncesinde yaptığı basın açıklamasında, bugüne dek süren TİS süreçlerinin kamu emekçilerine kazanım sağlamadığını vurgulayarak hükümete sert eleştiriler yöneltti.
Sinop Uğur Mumcu Meydanında gerçekleştirilen basın açıklaması (KESK) Sinop Şubeler Platformu, dönem sözcüsü Berker Şahin tarafından okundu. Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;
“Uygulanmaya başlandığı 2012 yılından bu güne kamu emekçileri için gözle görünür hiçbir kazanım sağlamayan 7 TİS süreci geçirdik. Bu 7 dönem boyunca Kamu emekçilerinin alacağı ücret TÜİK in sahte enflasyon rakamlarına indirgenmiş, emekçiler sefalet zamlarıyla yoksulluk sınırı altında ücretlere mahkum edilmiş, enflasyon ve vergi yükü altında derin bir ekonomik çıkmazın içine itilmişlerdir. Emekliliğe yansımayan performans, ek ödeme, teşvik, tazminat gibi ödemelerle maaşlar belirli bir seviyede tutulmaya çalışmış, emeklilik hakkı fiilen ortadan kaldırılmıştır. 14 yıllık süre boyunca yüzdelik zamlar haricinde ekonomik bir kazanım getirmeyen sözde toplu iş sözleşmeleri demokratik, sosyal ve özlük hakları açısından da tam bir eziyet haline gelmiştir.
Uluslararası düzenlemeler, sendikal örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayan düzenlemeler olduğunu esas almakta, bu temel hakların tanınması hususunda devletlere sorumluluk yüklemektedir. Ancak ülkemizde kamu emekçileri grevsiz toplu sözleşme yapmaya zorlanarak sendika hakkı sınırlandırılmıştır. Grev hakkı olmayan, iktidar ile “yetkilendirilmiş konfederasyon” arasında bir orta oyununa dönüşmüş ve sınırları önceden çizilmiş bir toplu sözleşme düzeni, çalışma hayatına ilişkin bütün evrensel normlarda tanımlanan özgür toplu pazarlığa dayalı gerçek toplu sözleşmenin mantığına ve ruhuna aykırıdır. Mevcut yapı içerisinde bir tarafta devletin otoriter gücünü elinde bulunduran kamu işveren heyeti, diğer tarafta ise toplu sözleşme müzakere sürecinde hiçbir gücü ya da yaptırımı olmayan kamu görevlileri sendikaları bulunmaktadır. Yetkilendirilmiş yandaş konfederasyon ve bağlı işkolu sendikaları, kamu emekçilerinin çıkarları yerine kamu işvereni gibi davranmakta, kamu emekçileri gerçek bir pazarlık yapamamaktadır. Grev yasağına bağlı güç dengesizliğinin olduğu, özgür olmayan, kısıtlanmış bir toplu sözleşme sürecinin zorunlu tahkimle kesilmesi, pazarlık sürecindekilerin çatışmalarının artmasına ve sorunların büyümesine yol açmaktadır.
Evrensel olarak sendikal örgütlenme hakkımızın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen grevli toplu sözleşme temel hakkımızı kimseden istemiyoruz, çünkü biliyoruz ki HAK VERİLMEZ ALINIR. Ekonomik, sosyal, demokratik ve özlük tüm haklarımızı gerçek bir şeklide korumak ve geliştirmek için tek yol Sendikaların da asıl sahibi emekçilerin birleşik ve güçlü mücadelesidir. Bu yüzden her açıdan oldukça sıcak geçeceği belli olan önümüzdeki aylarda yetkinin asıl sahipleri olan kamu emekçileri ve emeklilerini “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile hep birlikte ortak mücadeleye çağırıyoruz.
Önümüzdeki günlerde görüşmelerinin yapılacağı 8. Dönem toplu iş sözleşmesine ilişkin taleplerimiz:
1.Grev hakkını içeren gerçek bir toplu sözleşme düzeni ile bununla bütünleşik bir şekilde yerel yönetimler başta olmak üzere tüm özerk bütçeli kamu kurumlarında işyeri düzeyinde, tarafların eşit koşullardaki pazarlığına dayanan, herhangi bir şarta, kısıtlamaya tabi olmayan özgür toplu sözleşme düzeni kurulmalıdır.
2.Performans, ek ödeme, taban, teşvik, tazminat, ilave, seyyanen zam gibi uygulamalar terkedilmeli, tüm kamu emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşam koşullarına uygun emekliliğe yansıyan temel ücret verilmelidir. Kamuda tazminat veya başka adlar altında yapılan tüm ek ödemeler kazanılmış hak olarak maaşlara dahil edilmeli, emeklilik ikramiye ve maaş hesaplarına sayılmalıdır.
3.OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
4.Emekçilerin zaten yetersiz olan ücretlerinin yıl içinde kademeli olarak daha fazla kesintilere neden olan vergi kesintilerine son verilmeli, mevcut düzende temel olarak ücretli çalışanlardan yapılan kesintilere dayanan gelir vergisi sistemi top yekûn değiştirilerek, emekçiler lehine adil ve adaletli bir vergi sistemi oluşturulmalıdır.
5.2023 Ocak ayında yürürlüğe giren 3600 ek gösterge düzenlemesinden yararlanamayan emekçilerinin yaşadığı bu adaletsizlik giderilmeli, bu amaçla istisnasız bir şekilde 1. dereceye gelmiş tüm kamu emekçileri 3600 ek göstergeye çıkartılmalı; mevcut durumdaki tüm ek ödeme oranları da kadro ve unvan farklılığı ile yetki ve sorumluluk ağırlığı temelinde kademeli bir şekilde yükseltilmelidir.
6.İşe alımlarda mülakat kaldırılmalı; güvenlik soruşturması, arşiv araştırması gibi antidemokratik uygulamalara son verilmeli, liyakat esas alınmalıdır. Tüm kurumlarda şeffaf ve tarafsız test usulü görevde yükseltme sınavları düzenli bir şekilde yapılarak tüm kamu çalışanlarının görevde yükselmeleri ve kariyer gelişimleri ayrımsız bir biçimde buna göre gerçekleştirilmelidir.
7.Kira, yakacak, çocuk, kreş, ulaşım gibi tüm sosyal yardımlar artırılmalı, kira yardımı dahil temel yaşam giderlerine destek sağlanmalıdır.
8.Ücretli, sözleşmeli ve vekil gibi istihdam uygulamaları kaldırılmalı; tüm emekçiler kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmelidir.
9.KHK ile hukuksuz şekilde ihraç edilen tüm emekçiler görevlerine iade edilmelidir.
10.Tüm kurumlarda kamusal ve parasız kreşler açılmalıdır.
11.Kadınlara yönelik mobbing ve ayrımcılığa karşı etkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
12.Eşit işe eşit ücret uygulanmalı, mali ve sosyal haklar tüm kamu kurumlarında standart hale getirilmelidir.
13.Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak, ağır ve tehlikeli işler kapsamında çalışan tüm emekçilere geçmiş yılları da kapsayacak şekilde ödenmelidir.
Türkiye’de kamu sendikalarının mücadele tarihine bakarsak, var olan hakların korunması ve yeni kazanımlar elde etmenin yegâne yolu iş yerlerinde, alanlarda, meydanlarda yürütülen fiili ve meşru mücadele ile olduğu görülecektir. Biz de geçmişten günümüze fiili ve meşru mücadele hattımızdan vazgeçmeden mücadeleye devam edeceğiz. Gerek konfederasyonumuz KESK bütünlüğünde gerekse de iş kollarımızda taleplerimizin karşılık bulması için bu toplu sözleşme dönemine giderken ve toplu sözleşme dönemi boyunca da iş yerlerinden, alanlardan, meydanlardan sesimizi yükselteceğiz. Bu temel taleplerimiz ve işyerlerine özel tüm taleplerimizi kazanmak için tüm emekçileri ortak mücadeleye çağırıyoruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: