Düzenlenen basın açıklamasında, platform sözcüsü tarafından yapılan açıklamada; “Bakanlardan arka arkaya kadınların ve çocukların haklarını ortadan kaldırmaya yönelik yasal değişiklikleri gündeme aldıklarına dair açıklamalar gelmeye devam ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz'da düzenlediği basın toplantısında nafaka hakkının sınırlandırılacağına dair bir açıklama yapmıştı. EŞİK olarak, Bakanın bu açıklaması konusunda kadınların nafaka hakkına dokunmanın da bir şiddet biçimi olduğunu hatırlatan bir basın açıklaması yapmıştık.” Dedi.
Platform tarafından, Aile Bakanı’nın ardından 16 Ağustos'ta da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç nafaka hakkını, hatta Medeni Yasa'nın Aile Hukuku bölümünü toptan ele alacak bir düzenleme hazırlığında oldukları dile getirildi.
Platform sözcüsü tarafından yapılan açıklamanın devamında; “Daha önce defalarca farklı yetkililer tarafından ve son olarak da Adalet Bakanı tarafından dile getirilen “1 gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödeyen kişiler var” iddiasının artık bir an önce ispatlanmasını istiyoruz. Çünkü bu ve benzeri asılsız iddialar, konunun asıl mağduru olan kadınların ve çocukların görmezden gelinmesine ve sanki erkekler mağdur oluyormuş gibi gerçek dışı bir algıya yol açıyor. Bir gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödeyen kaç erkek olduğuna, söz konusu dosyaların numaralarına, ödedikleri nafaka miktarına, nafakanın kadına mı yoksa çocuğa mı ödendiğine dair acilen kamuoyunu bilgilendirin. Şimdiye kadar kamuoyuna, 1 gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödemiş gerçek bir vaka bile yansımamışken; daha iki üç gün önce oğlunun nafakasını ödemediği için eski eşiyle davalık olan bir babanın, eski eşine “Ferrari aldım gel seni gezdireyim” demesi gibi haberler basına yansıyor. Bir gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödemek gibi, varsa bile birkaç istisnayı geçmeyecek bir iddia nedeniyle, devlet eliyle milyonlarca kadın ve çocuğun haklarının gasp edilmesine göz yummayacağız. Nafaka konusunun gerçek mağduru olan kadın ve çocukların unutturulup, kadınlara ve çocuklara yasal hakları olan nafakasını ödemek istemeyen erkeklerin mağdurmuş gibi gösterilmesi operasyonlarına karşı çıkmaya devam edeceğiz. Israrla, “Süresiz nafaka adil değildir”, “Ölene kadar nafaka mı olur?” gibi cümleler kuruluyor. Oysa Bakan Göktaş’ın da yakından tanıdığı Belçika da dahil; İngiltere, Almanya gibi bazı ülkelerde koşulları varsa, nafaka yükümlüsü öldükten sonra bile nafaka yükümlülüğü devam etmektedir.
Medeni Yasa’ya göre, yoksulluk nafakası boşanma durumunda yoksulluğa düşecek olan tarafa ödenir. Kadın yoksulluğu ortadan kaldırılmadan; hayatın her alanında eşitlik sağlanmadan; çocuk yaşta evlendirilme, en az 3 çocuk, “annelik kariyerdir” gibi politikalar 21 yıldır kadınlara dayatılmışken ve kadın istihdamı %30’un altına düşmüşken yoksulluk nafakası tartışılamaz. Kaldı ki, kadın istihdamının %80’leri geçtiği İzlanda’da nafaka hakkı uygulanmaya devam ediyor.
Nafaka yüzyıllardır süren ev işinden eğitime, istihdamdan çocuk bakımına hayatın her alanına yayılan kadın erkek eşitsizliğinin doğal bir sonucudur. Tüm bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için hiçbir şey yapmayan iktidarlar ve erkekler, kadınların evlilik sonrası hayatta kalmalarına ve çocukların eğitimlerine
devam etmeleri ve geçimlerine destek olan nafakaya göz dikemez. Nafaka hakkı aleyhine yapılan her konuşma zaten komik miktarlarda olan nafakaların ödenmemesine neden oluyor. Anayasa gereği kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamakla yükümlü olanlar, söylemleriyle eşitsizliği artırmaktan derhal vazgeçmelidir.” İfadelerine yer verildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: