Birkaç gündür yurt dışındayım ve yazılarımı oradan sizlere ulaştırıyorum.
Osman aynı Osman Sinop’ta da Almanya’da da… Sabahın köründe herkesten önce kalkıp dolanıyorum o haber sitesi senin bu haber sitesi benim.
Haber sitelerini dolanırken birinin kaleme aldığı bir hikâyeyi okudum ve öyle etkilendim duygulandım ki anlatamam.
Hikâye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gece eşi ile bir yoksul mahallesini ziyaret edip evde bulunanlar arasında yaşanan diyalogunu anlatıyor.
Öyle güzel anlatmış ki anlatan ben onu okumadım adeta Başbakanı Sayın Recep Tayyipi orada gördüm, bağdaş kurmuş o fakir sofrasında çayını yudumlarken gördüm.
Bir oğlu askerde bir diğerleri sefillik içinde eşi vefat etmiş bir annenin elinden gece yarısı bir Başbakan da olsa bir yüreğin atışını hissettim.
Birileri evinde yatağında horul horul uyurken o sıcacık yatağını terk edip kendi gibi düşünen eşi Emine hanımı da alıp o fakirin sofrasına oturup onlar gibi olduğunu fakir halkın da zenginin de yanında olduğunu ben de hissettim.
Yapamaz mıydı bir eğlence merkezine gidip eğlenemezler miydi?
Veya Kızılca Hamam’da kaplıcalarda yüzemezlerimiydi ne işleri vardı orada fakir fukaranın evinde.
Onlar oynayamazlar mıydı iskambil kâğıtları ile veya bir kapalı spor sahasında top koşturamazlar mıydı?
Yapamazlar mıydı? Anlamıyor muydu benim Başbakanım okeyden, bilardodan?
Anlıyordu tabiî ki ama o bir ülkenin lideri idi en güneydeki zenginden de İsrail’deki sert çıkışı ile dünyanın gündemine oturan Van minute ile.
Peki, şimdi o bunları yaparken siz ne yapıyorsunuz bu gün veya dün bir tas aşure dağıtımı dışında bir fakir komşunuzun yanına gittiniz mi?
Siz sıcak yataklarınızda yatarken Abalıda, Akliman’da, Mertoğlu’nda, Acısu’da evinde bir somun ekmeği olmadığı için sabahı edemeyen fakirlerden haberiniz oldu mu?
Bilmem benim haberim olmadı, ama Başbakanın Çorumlu bir fakirin evine gidişinden haberim oldu, ama bizim seçtiğimiz gönül verdiğimiz adamların ne yaptığından bir malumatım olmadı olan varsa buyursun söylesin.
İşte seçimle, geçimle lider olunmuyor kravatla sokaklarda gezinmekle ağzı birkaç güzel söz yapmakla lider olunmuyor lider doğuluyor.
Hiç unutmuyorum çok eski yıllarda ilime bir Milletvekili, Bakan gelmeden önce tüm yollar Gelincik Mahallesinden kesilir halkla anca selamlaşırlardı tokalaşma anca üst düzey kişilerle birkaç kişi ile olurdu.
Talepler ancak onların makam araçlarının camından içeri atılırdı. Şimdi bir başbakan özel otomobili ile evinden çıkıp bir fakir mahalleye sessiz sedasız girebiliyor onun evinde birkaç saat geçirip onu hissediyor bunu da reklam için değil öyle hissettiği için yapıyorsa bu millet onu daha çooook sırtında taşıyacaktır çünkü görünen köy kılavuz istemiyor arkadaş. Şimdilik bu kadar kalın sağlıcakla