Sinop Alaaddin Cami Medresesinde gerçekleşen basın toplantısında konuşma yapan Kaya;
“Öncelikle bu davetimize icabet ettiğiniz için her bir basın mensubumuza, misafirlerimize teşekkür ediyorum. Dün de Kastamonu’da aynı çalışmayı yaptık. Hanönünde, Kastamonu Merkez’de aynı şekilde sivil toplum kuruluşlarımızla, basın mensuplarımızla bir araya geldik. Daha önce ben deniz Tekirdağ’da, Mardin’de, Diyarbakır’da da aynı çalışmaları yürütmüştük. Bundan sonra da yine Çankırı’da, Edirne’de vs. illerimizde bu ay sonuna kadar bu çalışmaları yürütmeye gayret edeceğim.
Şimdi Başkanımız ifade etti 14 Mayıs itibari ile bir seçim sonucu ortaya çıktı. Bu seçim sonucuna göre milletimiz mevcut iktidarla yola devam etme kararı verdi. Bu bizim için saygıya değerdir. Milli irade neyi öne çıkarıyorsa bizim ona söyleyecek bir şeyimiz yok. Ancak 14 Mayıs seçim sonuçlarının böyle çıkmış olmasına rağmen özellikle Saadet Parti’mizin seçim öncesinde dile getirdiği endişeleri, kaygıları ve ortaya koyduğu tüm gerekçeleri olduğu gibi ayakta durmaktadır. Gerek ekonomik açıdan, gerek sosyal açıdan, gerek siyasi açıdan ülkemizin içinde bulunduğu durum 14 Mayıs öncesinde daha da derinleşmiştir. Niçin bu ifadeyi kullanıyorum. Çünkü hatırlayınız hemen 14 Mayıs-28 Mayıs’ın sonrasında vergi zamlarıyla vs. zamlarla beraber şu anda insanımızın alım gücü çok daha kötü duruma gelmiş, enflasyon ile şu anda nasıl mücadele edileceğine dair elde net bir bilgi yok. Ayrıca bir de seçim öncesinde Halkbank’ı zarar uğratmakla suçlanan bir isim sayın Mehmet Şimşek bugün ekonominin kurtarıcısı olarak iş başına davet edilmiş durumda. Açlık sınırı 12 bin 500 liranın üzerine çıktı neredeyse asgari ücret hala 11 bin 500 lira. Yoksulluk sınırı 35 bin lirayı açtı. Emeklilerimizin durumu içler acısı yani 7 bin 500 lira aylıkla bir ayını geçirmeye çalışan insanlarımız var. Böyle bir ortamda biz bu ekonomik atmosfere, ekonomik duruma nasıl 14 Mayıs öncesine göre daha iyi diyebileceğiz. Ülkemizin yaşadığı sıkıntılar var, Sinop’un da sorunlarıyla ilgili dile getireceğim başlıklar olacak ama şöyle ifade edeyim. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar şu anda ülkemizin yaklaşık dış borcu 500 milyar dolardır. Altını çizerek söylüyorum 500 milyar dolarlık dış borcumuz var. 2024 yılında ödeyeceğimiz dış borç toplamı 207 milyar dolardır. Türkiye’nin turizm gelirler, ihracat gelirleri vs. gelirleri bu borcu çevirmeye yetmiyor. Şimdi mevcut iktidar bu borcu çevirebilmek adına dolar bazında %9’la borçlanarak Londra’dan para bulmak adına girişimlerde bulunuyor. Biz bundan dolayı doları frenleyemiyoruz. Biz bundan dolayı dövize olan ihtiyacımızı bir türlü gideremiyoruz. Bizim ithalatımız ihracatımızın 100 milyar dolar üzerinde ve bu açıkla beraber biz bununla mücadele edemiyoruz. Çünkü deneme yanılma siyasetiyle, deneme yanılma yoluyla ekonomiyi yöneten bir anlayış var. Seçimlerden önce faizi düşürürken nas diyerek inancımızın değerlerini faiz indirimini gerekçe gösteren iktidar seçimlerden sonra merkez bankasının son açıklamasıyla faizi %30’a çıkarıldığında nas vs. gibi kavramları tamamen unuttu. Böyle bir atmosferin, böyle bir durumun ve sürekli kafa karışıklığı yaşayan, sürekli gelgitler yaşayan, ne dediğini bilmeyen, dün ak dediğine bugün kara diyen, bugün kara dediğine yarın ne diyeceği belli olmayan bir iktidar anlayışıyla bu ülkenin sorunlarını çözmesi, mücadele edebilmesi mümkün değil. Sosyal sorunlarımızı ifade ettik. O yüzden bunu buradan söylerken bir muhalefet partisinin temsilcisi nasıl olsa bunları söyleyecek mantığı ile Allah çarpsın söylemiyorum. Sizin burada bakmanız gereken nokta şu; verdiği rakamlarda bir eksiklik var mı, verdiği rakamlarda bir manipülasyon var mı, bu rakamlar gerçekten böyleyse biz bu süreci nasıl düzelteceğiz, nasıl bu işin içinde çıkacağız. O yüzden 28 Mayıs sonrasında Saadet Partisi’nin dile getirdiği bütün endişeleri iktidar tarafından da teyit edilen bir noktaya geldi ve şu anda bir karışıklık bir kaos ortamı ile ekonomide ne yapacağını bilmeyen bir noktaya doğru götürüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: