Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen açıklamayı dönem sözcüsü Musa Uzun, Platform adına okudu.
Uzun, açıklamasında “Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenleri olarak yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz.
Bu paketin IMF’in hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz. Kamusal hizmetlerin şirketlere devredilerek kamunun tasfiyesinin amaçlandığı neo liberal politikaların devamı niteliğindedir. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye yeni kaynak paketidir.
Saldırı dalgasının daha büyük olduğu ve saldırının yeni paketlerle devam edeceğini ulusal ve uluslararası sermayenin sözcülerinden Hazine ve Maliye Bakanı Bakanının açıklamalarından anlıyoruz. Nitekim tasarruf paketinin açıklanmasının üzerinden bir hafta geçmeden bu kez de kamuda güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmaya yönelik, “Devlet Memurlarının Esnek Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı” çalışmalarına hız verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Değerli Basın Emekçileri,
Paketin içeriğinde ne var ne yok diye baktığımızda söylediklerimizin ne kadar haklı olduğu daha iyi görülecektir. Bu paket ile ne kadar tasarruf edileceğine dair net bir rakam telaffuz edilmese de 100-200 milyar TL arası olacağı tahmin edilmektedir. Bütçede sermayeden almaktan vazgeçtikleri, yani kıyak yaptıkları miktara bakıyoruz tam 2 trilyon 200 milyar TL! Neredeyse 20 paket büyüklüğünde bir miktar! Barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, biz emekçiler daha da yoksullaşırken silah fabrikaları sahibi damatlar en zenginler listesinde giderek ön sıralarda yer almaktadır!
Değerli Basın Emekçileri,
Paket ile kamu yatırımları daha da azaltılıyor. Oysa mevcut durumda kamu hizmetleri alanı ve kamu yatırımları özelleştirme politikalarıyla piyasaya açılması nedeniyle zaten alabildiğine sınırlanmış durumdadır. 2006 bütçesinde bütçe giderlerinden genel kamu hizmetlerine ayrılan pay %39,5 iken bu oran her yıl düşürülerek 6 Şubat depremi gibi büyük bir yıkıma rağmen 2024 bütçesinde kamu hizmetlerine ayrılan pay %29’a kadar inmiştir. 2016 yılı bütçesinden eğitim hizmetlerine ayrılan pay %17,8 iken 2023 bütçesinde %11,2 ile dip seviyeyi görmüştür.
Değerli Basın Emekçileri,
IMF kemer sıkma programlarının tipik özelliklerinden biri kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, bütçelerden ayrılan payın düşürülmesi ise bir diğer özelliği de çalışan sayısından azaltmaya gidilmesi, maaşların düşürülmesi ya da enflasyona sabitlenmesidir. Bu paketin özünde de bunlar bulunmaktadır.
Paket ile kamuya personel alımı emekli olanlarla sınırlanmakta, destek personel sayısı ise kademeli olarak azaltılmaktadır. TÜİK’in tüm Ali Cengiz oyunlarına rağmen açıkladığı verilere göre dahi işsizliğin devasa boyutlara vardığı günümüzde “üç yıl daha bekleyin” demek en başta da gençlerin umutlarını söndürmek, çaresizliğe sevk etmektir.
2024 yılı itibariyle Kamuda kamu emekçileri artı kamu işçileri toplamda 5 milyon 200 bin kamu personeli bulunmaktadır ve bu personel zaten toplam nüfusa hizmet verme açısından sayısal olarak oldukça yetersizdir. Kamu personelinin toplam istihdama oranı OECD ortalaması %18 iken Türkiye’de ise bu oran %13’tür. Başta sağlık ve büro hizmetleri alanı olmak üzere kamu personeli istihdamı yetersiz olduğu için iki personelin hatta bazen 3 personelin işini 1 personel yapmaktadır. Bu nedenle anayasadaki angarya çalışma yasağına rağmen birçok kamu işyerinde angarya çalışma oldukça yaygınlaşmıştır.
Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, resmi öğretmen açığı 68 bindir ve acilen 100 bin öğretmenin istihdam edilmesi gerekmektedir. 90 bine yakın ücretli öğretmen, günlük yevmiye usulü ile asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılmaktadır. 700 binden fazla öğretmenin ataması yapılmamaktadır.
Değerli Basın Emekçileri,
Paket Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’nda yer alan emek sömürüsünü derinleştirmeyi, güvencesizleştirmeyi yaygınlaştırmayı içeren esnek ve uzaktan çalışma modellerinin geliştirilmesini de hedeflemektedir. Pandemide provası ve reklamı yapılan esnek ve uzaktan çalışma biçimi kamuda temel istihdam biçimi haline getirilmek istenmektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
Saldırı paketi ile savunma ve güvenlik hariç, en çok engellileri ve kadınları etkileyecek olan kamuda personel servis hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılmaktadır. Saldırı paketi ile anayasaya aykırı olarak toplu sözleşme mutabakat metninde yer alan ilgili hüküm ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum açık hukuksuzluktur ve konfederasyonumuz konuyu yargıya taşıyacaktır.
Değerli Basın Emekçileri,
Özcesi "kamuda tasarruf ve verimlilik paketi" diye sunulsa da adının aksine bir tasarruf paketi değil faturayı emekçilere çıkarmayı hedefleyen bir kemer sıkma paketidir. Dolayısıyla adı konmamış bir IMF programıdır. Bu niteliği istisna tuttuğu alanlar ve adil bir vergilendirme ayağının olmamasından da anlaşılmaktadır. Biliyoruz ki, saldırı sermayenin ve temsilcilerinin saldırısıdır.
İtibardan, faizden, Kamu Özel İşbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden, güvenlik harcamalarından, Saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir!
Biz kamu emekçileri ve onların gerçek temsilcisi KESK olarak; saldırı paketine karşı bir mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz. Bunun için Konfederasyonumuz öncelikle zaten yetersiz olan kamu yatırımlarının ve kamu personeli istihdamının kısılmasından, esnek ve uzaktan çalışma ile güvencesiz istihdamın arttırılmasına, angarya çalışmanın arttırılmasından ücretlerin düşürülmesine, lojmanların ve sosyal tesislerin satılmasından servis hizmetlerinin kaldırılmasına kadar uzanan “Saldırı Paketine” karşı bir mücadele programı oluşturacaktır. İktidarın Varlık fonu ve kamu bankaları kredileri ile bir anlamda paralel bütçe oluşturduğu gerçeğinden hareketle tüm bunlara karşı topyekûn bir mücadele hattına ihtiyaç olduğu açıktır. Bunun için mücadele programının tüm emek ve meslek örgütleri ile ortak bir program ve mücadele hattında buluşturulması için çabalarımız sürecektir.
Mücadele programımız kapsamında yapacağımız eylem ve etkinliklerimizi “Yoksulluk, İşsizlik, Güvencesizlik Paketine Hayır! Emekçiler Tasarruf Paketi Altında Yürütülen Saldırı Politikalarına Sessiz Kalmayacak!” şiarı ile gerçekleştireceğiz. Saldırı paketine mücadeleyi yükselterek karşı koyacağız.
Bu vesileyle bir kez daha belirtiyoruz: Kamudan tasarruf değil Saray harcamalarından tasarruf edilsin, vergide adalet sağlansın, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınsın, yandaşlara, “Beşli Çetelere” hazineden yapılan döviz garantili projelere, Kur korumalı mevduat soygununa son verilsin, bir dakikalık masrafı 2 emekli maaşına, bir aylık gideri iki büyükşehir belediyesi giderine denk olan Saray ve bağlı harcamaları kısılsın, kamu idarecilerinin kimi zaman özel gezileri için dahi kullandığı lüks uçak ve makam harcamalarına son verilsin, personel eksikliği giderilsin, personel alımında liyakati ortadan kaldıran, torpilin kapısını sonuna kadar açan mülakata ve siyasal kadrolaşmaya son verilsin, angarya çalışma yasaklansın, esnek ve uzaktan çalışma yönetmeliği hazırlıkları sonlandırılsın, gerçek ve özgür toplu sözleşme koşulları sağlansın, emeklilere insanca yaşayacakları maaş verilsin” ifadelerine yer verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: