Sinop'ta sokak hayvanları barınağıyla ilgili eksiklikler gündeme taşındı

Dernek adına açıklama yapan Esra Kocaer, barınağın mevcut koşullarının ne yasal anlamda ne de vicdani açıdan bir yaşam alanı olarak kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Basın açıklamasında, köpeklerin çamur ve olumsuz hava koşullarıyla baş başa bırakıldığını dile getiren Kocaer,"Can dostlarımız için bugün Tarzan Kemal Yaşam Alanı’ndayız. Ancak üzülerek belirtmeliyiz ki burası, ne kanunda tanımlanan ne de vicdanen kabul edilebilecek bir “yaşam alanı” niteliğini taşımamaktadır. Sokakta en azından apartman diplerinde, sundurma altlarında sığınabilecek yerler bulabilen köpekler; burada yağmur, kar ve çamurun ortasında, dayanıksız kulübelerle baş başa bırakılmıştır. Oysa bir yaşam alanı yalnızca kulübe ve mama koymakla sınırlı değil; güvenli barınma, korunma, düzenli beslenme ve gerektiğinde tedavi imkânı da sunmak zorundadır.
Kurul, alandaki başlıca eksiklikleri şu şekilde sıraladı;
Kalıcı ve dayanıklı barınakların, yağmur ve karda koruma sağlayacak kapalı alanlar ve yazın kavurucu güneşten koruyacak gölgeliklerin inşa edilmesi,
Mama ve su kaplarının iklim koşullarına uygun, kapalı ve hijyenik sistemlerle değiştirilmesi,
Su ve elektrik altyapısının kalıcı olarak sağlanması,
Yolun dört mevsim ulaşılabilir hale getirilmesi,
Acil durumlarda tedavi imkânı sunacak bir sistemin kurulması,
Çalışanların olmadığı zamanlarda hem köpeklerin hem de alanın güvenliğini sağlamak için güvenlik kameraları ve güvenlik altyapısının kurulması,
Yangın, sel ve benzeri doğal afetlere karşı koruyucu önlemlerin alınması.
Dernek tarafından yapılan çağrıda, kalıcı barınakların yapılması, altyapının tamamlanması, güvenlik önlemlerinin alınması ve acil müdahale sistemlerinin kurulmasının aciliyet taşıdığı vurgulandı. Ayrıca Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün alanı tüm yönleriyle denetleme sorumluluğu hatırlatıldı.
Açıklamada ayrıca, "Sinop Belediyesi, Valilik ve İl Özel İdaresi bu çağrımıza kayıtsız kalmayacak, kış gelmeden eksiklikler ve yapılması gerekenler tamamlanacaktır. Çünkü bu mesele yalnızca idari bir görev değil, aynı zamanda hepimizin vicdan borcudur. Ayrıca, sokağımızın, parkımızın, mahallemizin ve esnaf dükkanlarımızın simgesi olmuş, esnafımız tarafından sahiplenilmiş, adı olan, tasmalı ve çipli köpeklerimize artık müdahale edilmemesini talep ediyoruz. Bu canlar, sadece esnafımızın değil, çocuklarımızın da sevgiyle bağ kurduğu, büyüdüğü, oyun oynadığı dostlarımızdır. Onlara yapılan her müdahale, hem bizleri hem çocuklarımızı hem de esnafımızı derinden yaralamakta, vicdanlarımızı sarsmaktadır. Parkımızdan, sokağımızdan, mahallemizden, dükkanımızın önünden alınan her köpekte itirazımız ve sesimiz daha da yükselecek, birlikte duruşumuz daha da güçlenecektir. Sözümüzü şu çağrıyla sonlandırıyoruz; gerek yaşam alanında ve barınakta yaşamaya mahkûm edilen canlarımız, gerekse mahallelerimizin, parklarımızın ve esnafımızın simgesi olmuş köpekler… Hepsi aynı şehrin ortak emaneti. Onların mutlu ve iyi koşullarda yaşamasını sağlamak her şeyden önce yetkililerin, ardından da tüm Sinop’un sorumluluğudur. Bizler ise tek başımıza da kalsak, bu canların yanında durmaya, seslerini duyurmaya ve haklarını savunmaya devam edeceğiz."  İfadelerine yer verildi.