Türkelili öğretmen Koca Meşe'yi yazdığı kitapla ölümsüzleştirdi

Türkelili öğretmen Volkan Karagülle, Akçabük köyündeki Koca Meşe ağacına yazdığı hikâye kitabını yayımladı. Türkelili öğretmenin on yılı aşkındır fırsat buldukça üzerinde çalıştığı hikâye, sonunda okuyucusuyla buluştu. Türk Edebiyatı’nın usta isimleri tarafından büyük ilgi gördü. Yunus Emre’nin yaşayan temsilcisi kabul edilen Bestami Yazgan ve Tasavvuf Tarihçisi Dr. Hayati Bice, kitapla ilgili sosyal medya hesaplarından olumlu paylaşımlarda bulundu.
Öğretmen Yazarlar Yayınevinden çıkan “Toprağın Hikayesi-Koca Meşe” isimli kitapta Hoca Ahmet Yesevi'nin öğrencilerinden Ömer Efendi ve kardeşlerinin Türk İslam Medeniyetini yaymak için Türkistan'dan Anadolu'ya yaptığı yolculuk anlatılıyor. Hikâye, Türklerin Anadolu'ya yerleşmelerini ve yeni bir medeniyet inşa etme çabalarını işliyor. Ömer Efendi ve kardeşleri köyde kurdukları dergâhta ilim ve irfanla dolu bir hayat sürerek insanlara sevgiyi, merhameti ve İslam'ın ışığını taşıyor.
Bu hikâye; insanlık, doğa ve medeniyet arasındaki derin bağı gözler önüne seriyor. Koca Meşe ağacı ise bu sürecin bir sembolü olarak nice aşklara hayatlara ve ölümlere şahit oluyor. Yüzlerce yıl Türk devletlerinin hakimiyetinde yaşayarak sonraki hikayelerde Millî Mücadele'ye ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna tanıklık ediyor. 
Koca Meşe, bu kitaptaki tüm hikayelerde ilkbaharda yeşeren, sonbaharda dökülen yaprakları ile hayatın döngüsünü ve öğretilerini simgeliyor.
“Her yaşın ilkbaharı...”  kavramı, Koca Meşe’nin yeşeren yapraklarıyla hayat buluyor.
“Kökleri Geçmişe, Dalları Umuda Uzanan Koca Meşe…”
Karagülle, gazetemize yaptığı açıklamada: “Dünya yaşamı, var olduğu günden bu yana her nesil, kendisinden sonra gelecek nesillerin hayatını kolaylaştırmak için birtakım riskler alarak, zorluklar çekerek yaşamıştır. Bu kitapta ise bu toprakları bizlere vatan yapma uğrunda risklerin en büyüğünü alan ve bedellerin en ağırlarını ödeyen kahramanlarla tanışacaksınız. 
Aynı zamanda kökleri geçmişe, dalları umuda uzanan Koca Meşe ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna tanık olacaksınız.
Sizleri; Anadolu’nun felsefesini oluşturan “Eline, beline, diline sahip ol!” sözünü tutup bizlere bu toprakları vatan yapan Ömer Efendilerin ve bir çift mavi gözün ışığında gelecek nesillere aydınlık yarınlar bırakan nice yiğitlerin hikayeleriyle baş başa bırakıyorum.” dedi.
Kitabın İçinden Bir Kesit:
Koca Meşe’ye gelince… Kim bilir üzerinden kaç kış, kaç yaz geçti? Bilinmez... Ancak muhakkak ki küçücük bir tohumdan koskoca bir dev olmayı başardı. Köyün merkezine ilahî bir bakış açısı gibi kuruldu. Dorukları; kuşlara, böceklere ve sincaplara yuva oldu. Geniş yapraklı dallarıyla sıcaklarda insanları korudu. Asırlarca nice doğumlara, hayatlara ve ölümlere şahit oldu. Sevgi ve merhamet diliyle beslenen bu koca ağaç, anlaşılan o ki bu köyü sevmişti. Bu köylü de ziyadesiyle onu… Adına Koca Meşe denildi. Kimi zaman üzerinde nice şimşekler çaktı. Üstüne ne yıldırımlar düştü! Ancak o, insanlara en büyük dersi hep baharlarda verdi. Her yıl o koskoca dallarında yeşeren yapraklarıyla her yaşın bir ilkbaharı olduğunu gösterdi. Sararıp yere düşen yapraklarıyla da hayatın kaçınılmaz sonunu öğretti. 
O, bu köyde varken nice beylikler kuruldu. Selçuklu’yu, Osmanlı’yı gördü. sonra insanlar Atatürk’ün Samsun’a gelişini, Cumhuriyet’in kuruluşunu onun dibinde kutladı. anlayacağınız yüzyıllardır Türk’ün hâkimiyetinde yaşadı. Çünkü o, bu köyün mukadderatında vardı. Dalları kalem, yaprakları kâğıt olsa gördüklerini yazmaya yeter miydi acaba?