Sinop Osmaniyeliler Kültür, Turizm ve Yardımlaşma Derneği ,Türkiye ve Makedonya’nın ortak çalışması sonrasında 2017 yılında “UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri” ne kaydı yapılan Hıdırellez şenliklerinin ilkine ev sahipliği yaptı. Muhtarlık ve dernek binası bahçesinde düzenlenen şenliğe Siyasi Parti Temsilcileri, Resmi kurum Müdürleri, Sivil Toplum Kuruluşlarının yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
Saygı duruşu bulunulması ve ardından İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşma yapan dernek başkanı Bülent Demirel, derneğin onursal başkanı olan ve 2023 yılında aramızdan ayrılan eğitimci, gazeteci yazar Erkan Turan’ı anarak günün önemine değinerek ve karşılama konuşması gerçekleştirdi. Daha sonra keşkek kazanı kaldırma ve dualarla kurdele kesimi merasimi gerçekleştirilirken, Sinop Şehit Halil Özdoğru Ortaokulu öğrencileri halk oyunları gösterisi yaptı. Keşkek ikramı ile devam eden etkinlikte katılımcılar doyasıya eğlendi.
BU BİR MİLAD!
Öte yandan, etkinliğe katılan vatandaşlar; “Bugün Osmaniye Mahallesi’nde ilki gerçekleştirilen Hıdırellez şenlikleri bir milat olma özelliği taşıyor. Orta Asya, Anadolu ve Ortadoğu’da kutlanan bu etkinliğin Sinop’ta da devam ettirilmesi çok önemli. Bu anlamda emeği geçenleri tebrik ediyoruz. Önümüzdeki yıl da devam ettirilmesini istiyoruz.” Dedi.
Hıdırellez Nedir?
Hızır veya Hızır ve İlyas kavramlarının etrafında dini bir muhtevaya bürünmüş olan halk bayramına Hıdırellez denir. Hızır ve İlyas adlarının halk ağzında şekil almış hali olan Hıdırellez’in kökü oldukça eski zamanlara dayanır. Farklı zamanlarda ve farklı isimlerde kutlansa da Hıdırellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün. Hıdırellez’in kökeni hakkında geçmişte farklı fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları bu inancın İslamiyet öncesi Orta Asya Türk inançlarına ait olduğu, bazıları ise Anadolu ile Mezopotamya kültürlerine ait olduğu yönündedir. Oysa Hıdırellez bayramını tek bir kültüre mal etmemek gerekir. İlk çağlardan beri Mezopotamya, Anadolu, Yunanistan, İran ve tüm Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar aylarının gelişi ile ilgili çeşitli tanrılar adına tören ve ayinlerin düzenlendiği görülür.
Merak Edilen Hızır ve İlyas’ın Kadim Hikayesi
Hızır ve İlyas’ın öyküsü, ayrılık hüznü ve kavuşma sevincinin hikayesidir. Çok eski zamanlara dayanan bu kadim hikaye kültürden kültüre, dilden dile ve ağızdan ağıza farklı renklere bürünmüştür. Rivayete göre Hızır ile İlyas iki kardeştir. Sefer sırasında yollarını kaybeden iki kardeş, akan bir derenin yanına gelir. Karınlarını doyurmak üzere çıkınlarından kurutulmuş bir balık çıkarırlar ve derede yıkamaya başlarlar. Ancak kuru balık suya girince birden canlanır ve ellerinden kayarak gider. İlyas ve Hızır böylelikle ab-ı hayat huyunu bulduklarını düşünürler. Bu sudan içtikleri zaman bir melek inerek onlara sonsuza dek yaşayacaklarını söyler. Ancak Hızır’ın karada, İlyas’ın ise denizde zor durumda olanlara yardımcı olması gerektiğini belirtir. Böylelikle iki kardeş birbirinden ayrılır. Gel zaman git zaman iki kardeşin birbirine olan özlemi o kadar artar ki, kavuşamadıkları her gün üzüntüden kahrolurlar. Bunun üzerine tekrar melek gelir ve kardeşlere yılda bir gün bir araya gelebileceklerini söyler.Birbirlerini çok seven bu ölümsüz kardeşlerin bir araya geldikleri gün boynu bükülen çiçeklerin canlandığı ve doğaya neşe geldiği varsayılır. Zamanla da kardeşlerin buluşma günleri Hıdırellez adını alır. Dileği olanlar bu buluşmanın mutluluğu ile dileklerinin gerçekleşeceğine inanır.
Yorumlar
Kalan Karakter: