Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, bu tarzda orta büyüklükteki depremlerin Marmara Denizi'nde olageldiğini söyledi.
Derinliği ne kadar sığ olursa sarsıntının o kadar hissedildiğine dikkati çeken Özel, "Yakınlığı, derinliği, hepsi şiddeti büyütüyor. Marmara Denizi'nde yani Kuzey Anadolu fay zonunun Marmara içindeki segmentlerinde bu şiddet, bu büyüklükte depremler oluyor, yaşıyoruz." dedi.
Özel, artçıların ne tarafa doğru yayılacağının beklenerek görüleceğini ifade ederek, "Bu büyüklükte depremler, Marmara içindeki fayda oluyor ama bu öncü müdür, artçı mıdır? Öncü olup olmadığı büyük depremlerden sonra bakılarak söylenebiliyor. Marmara Denizi'nde özellikle bu karmaşık yapının içinde yani Kuzey Anadolu fay zonunun girdiği ve orada değişik segmentlerle çalışan bir sistemin içinde öncü mekanizmasını söylemek çok zor." diye konuştu.
"Deprem, 23 Nisan'daki depremin kırığının batı ucunda olmuş"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Bulut, Marmara Denizinde 1963 Çınarcık depreminden bu yana beş ve üzeri depremlerin hiç bu kadar sık aralıklarla gerçekleşmediğini belirterek, şunları söyledi: "5 ve üzeri depremler yani kaynak boyutu büyük olan depremler, Marmara'da daha sık olmaya başladı. Bu, istatistiki ve deprem öncesi davranış anlamında bizim tercih ettiğimiz bir şey değil. Bu deprem, ilk verilere göre 23 Nisan'daki merkez üssü İstanbul'un Silivri ilçesi açıkları, Marmara Denizi'nde 6,1 büyüklüğünde meydana gelen depremin kırığının batı ucunda olmuş. O konumda 1766 yılında meydana gelen ikinci kırığın doğu ucu bulunuyor. 1766'da olan büyük depremlerin birincisi İstanbul açıklarında, ikincisi ise Tekirdağ açıklarındaydı. Bu depremin ilk verilere göre Tekirdağ açıklarındaki depremin kırığının doğu ucuyla 23 Nisan deprem kırığının batı ucunun arasında meydana geldiği görülüyor."
Öncü depremleri, normal depremlerden ayırt etme şansının bulunmadığına dikkati çeken Bulut, "Veriye baktığımızda yani depremden istasyona gelen ilk bilgiye baktığımızda, onun öncüyle ana şok diye ayırt edilebilecek herhangi bir ayırt edici özelliği yok. O yüzden bunu ayırt edemeyiz ama bizim için ilginç olan şey, artık eskisine nazaran farklı olmaya başlayan şey, 5 ve üzeri depremlerin Marmara Denizi'nde artık eskisine göre daha fazla olduğunu görmeye başlamamız." diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: