AŞK’la
Kitabın Yazarı: Aşkın AYRANCIOĞLU
(Liman Yayınevi, 1. Baskı-Temmuz 2023, 101 Sayfa)
Dünyaca ünlü, ödüle doymayan sevgili dostum Aşkın Ayrancıoğlu’nun imzalayarak bana armağan ettiği bu kitabında, O’nun, resim, grafik, karikatür ve fotoğraflarıyla birlikte, dostlarından Adil Okay’ın önsözü ve Derya Doğan’ın sonsözü ile sadece çizgilerde değil, sözde de ne denli usta olduğunu gösterir “Aşk” hakkındaki görüşlerini okuyoruz.
Birbirini tamamlayan çizgi ve fotoğraflar ile aşk hakkındaki derin yorumları sindire sindire okumak gerekli... En kısa zamanda alıp okuyacağınızı umduğum bu kitabın içinden yazarımızdan kısa alıntılar yapayım;
“Aşk da sanat da sömürüyle kirletilmiş dünyanın karşısında “gelecek güzel günler” düşleri kurabilmenin ve bu düşleri gerçekleştirme mücadelesinin de adıdır aslında…”
“Ne olursa olsun, en küçük “çıkar” duygusu bile barınmaz aşkta… çıkar varsa eğer, aşk “çıkar” gider…”
Aşk ve sanat karşısında yalnızlığa yazgılıdır zaten… “aydın” olmak belli yükümlülükler gerektirir. Bunlara da şöyle bakıyor yazarımız;
“Aydın, her koşulda ve durumda bedel ödemeyi, yalnız kalmayı göze alandır… Tepeden tırnağa inattır; insan için, emek için, özgürlük için, aşk için… Hep cezalandırılır… devlet hapse atar, sevgili terk eder… yine yalnızdır… yalnızlığa yazgılıdır zaten… dünyanın en kalabalık yalnızlığına…”
Aşkta akıl ve duygunun, akılla beynin dengesini de sorgular yazarımız;
“Aşk akıl işi değil… Akıl bir yarar gözetir hep; mutlu olmak, huzur bulmak, rahata ermek ister… Aşk deli işidir… Mutsuz olacağını, zarar göreceğini bile bile, sevdiği için her şeyden vazgeçebilen ve dünyayı karşısına alabilen birinin akılla ne işi olabilir…”
Son olarak da aşk ile kıskançlığın dengesini şöyle yorumluyor yazarımız;
“Bir duvar örme biçimi olarak kıskançlık Aşk’ın en büyük düşmanlarından biridir… Toplumda yaygın olarak çok sevmenin, bağlılığın, değer vermenin olmazsa olmazı gibi görülen kıskançlık, bütünleşme ve karşılıklılık yaratılamayan, tek yanlı zayıf aşkların yöntemi olabilir… Aşkta kıskanılan taraf olmak kişiye içten içe bir zevk, üstünlük, değerlilik duyguları yaşatabilir. Aslında kıskanan kişi onu nesneleştirip, “yalnız benim malımsın” demeye çalışmaktadır… Bu durumda kıskanan kişi diğerini kendi evrenine tutsak etmek ister ve bunun için çırpınır durur… Aşktaki özgürlük içeren kendini gönüllü tutsak etme durumu burada zorla tutsak etmeye dönüşür ki bu da Aşk’ın sonuna doğru bir yolculuktur…”
İşte böyle… Keyifle okuyacağınızı umuyorum.
İyi okumalar dileği ile. (5.8.2023)