Kitabın Yazarı: Amin MAALOUF
Çeviren: Ali BERKTAY
(Yapı Kredi Yayınları, 104. Baskı-Ağustos 2023, 318 Sayfa)
Lübnan doğumlu ünlü yazar kitabında; 1912’de Titanic gemisinin batışıyla, 1072 yılında Semarkant’ta Ömer Hayyam arasında gidip gelen, Rubaiyat isimli el yazmasının peşinde geçen, İran’ın tarihinden bir kesit sunan, içinde Hasan Sabbah’ın ve Selçuklulardan bir bölümün de bulunduğu maceraları nefes kesen bir şekilde bize anlatıyor.
Romanın kahramanlarından biri Benjamin O. Lesage’dir. O’nun valizinde Titanic gemisine giren ünlü Rubaiyat, 1912’deki kazada okyanusun dibine gömülecektir! Ancak o ana kadar neler olur?
Semerkant, filozofların, şairlerin, mezheplerin, şahların ülkesidir 1000’li yıllarda. Ömer Hayyam da yaşadığı sürece en çok tartışılan, dindar mı, ateist mi olduğuna tam olarak karar verilemeyen ünlü biridir. Böyle bir çağda yazar Hayyam meşhur Rubailerini, ucunda ölüm mü, ödül mü olduğu belli olmadan!
“Kitaplarda bir efsane dolaşır. İçinde bulunduğumuz bin yılın başında her biri kendince damgasını vurmuş üç İranlı arkadaştan söz eder bu efsane: Dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam, o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah. Birlikte Nişabur’da öğrenim gördükleri rivayet edilir.”
Tarihsel verilere göre aralarında yaş farkları olsa da Semerkant Yazması’nın kenarlarına düşülen notlarda bu üçünün vezirin karşısına çıktığı yazılıdır. Orada Hasan Sabbah’a verilen ölüm cezasını Melikşah’a yalvararak sürgüne çeviren ise Ömer Hayyam’dır. Böylece geleceğe damga vuracak bu üçlü çok şeyler yaşayacaklardır.
“11. Yüzyılın sonunda, tam olarak 6 Eylül 1090 tarihindeyiz. Haşşaşinlerin dâhi piri Hasan Sabbah, 166 yıl boyunca tarihin en korkunç tarikatına ev sahipliği yapacak kaleyi ele geçirmek üzere.”
Dediğini yapmaya başlayacaktır Sabbah, önce Nizamülmülk’ü öldürtür. Şiddet şiddeti doğuracak, bu korkunç örgütün karşısına Hasan Sabbah’ın adamları kadar yankı uyandırmayan, ama en az onlar kadar ölüm saçacak, katledilen Nizamülmülk’ün sadık adamlarından kurulu Nizamiye’ciler çıkacaktı!
Artık yıl 1114’tü ve Hayyam Merv şehrindeydi. Burada sadık müridi Vartan ile Rubaiyat’ı özel defterine yazmayı sürdürürken Vartan da kenar sayfa notlarını ekleyecektir. Ama bir gün Vartan’ın ölüsü ve kitabının Alamut’a kaçırıldığı notunu bulacaktır Hayyam. Büyük bir üzüntüyle Nişapur’a geçecek, burada 4 Aralık 1131’de ölecektir. 8 Ağustos 1164’te o kitabı okuyan ve kendini Mehdi diye tanıtan başka bir Hasan geçecektir.
Ama tarih devam ediyordu. Cengiz Han ortaya çıkacak, Alamut’u alacak, büyük bir katliam yapacak, o meşhur kütüphanesi yakılacaktır. Ancak Cengiz Han’ın tarihçisi Cüveynî’ye oradan sadece bir el arabası kitap almasına izin verilecekti. Acaba Ömer Hayyam’ın Semerkant Yazması’nı da kurtarmış mıydı?
Kitapta buradan sonrası ilginç; Benjamin O. Lesage devreye giriyor. Babasının valizinden 1868 yılında yazılmış Ömer Hayyam Külliyatı kitabı çıkınca artık onun peşine düşecekti. O sırada Hayyam’ın el yazması İran’da Mirza Rıza’dan Seyyid Cemaleddin’e geçecekti. Lesage kalan ömrünü yazmayı bulmaya adamıştır
Ortaya saraydan Şirin çıkacaktır. Lesage ile tanışmıştır. Yazmanın kendinde olduğunu yazacaktır ona. İstanbul’a kaç-ırıl-mış, sonra ortalık durulunca tekrar Tebriz’e dönecektir.
Savaş sürmektedir. 23 Haziran 1908’de Rus ordusu Tahran’daki Parlamento Binasına doğru yürümektedir. Bir iç savaş başlamış, şah yanlıları ile karşıtları ayaklanmıştır. Karmaşık ve kanlı bir süreç geçer.
Sonunda Şirin ile birlikte İran’dan çıkarlar. Ellerinde Semerkant Yazması vardır. Titanic gemisine binerler. Titanic batarken kendisi ve karısı aynı sandala bindirilir ve kurtulurlar. Ama el yazması kilitli dolabında kalacaktır! Sonra karısı Şirin de bir gün evden çeker gider.
Biraz fazla alıntı yaparak bu romanı size tanıtmaya çalıştım. Kitabı okuduğunuzda, uzun bir zaman aralığında gidiş-dönüşlerle o günün önemli kişilerini bize aktaran ünlü yazar Amin Maalouf’u da tanır, daha fazla keyif alırsınız. Ben yazarın her kitabından ayrı bir keyif alarak okudum, size de eğer başlamadıysanız bu yazarın kitaplarını alın derim.
İyi okumalar dileği ile. (17.12.2023)