Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasını, CHP adına İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya KESK adına ise Şube Başkanı Musa Uzun okudu.
Açıklamaya, CHP Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak, Belediye Başkan Yardımcıları Aysun Öz Sönmez, Hikmet Karaduman Ayancık Belediye Başkanı Hayrettin Kaya, Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı, İlçe Başkanları, İl Genel ve Belediye Meclis Üyeleri, partiller ve KESK üyeleri katıldı.CHP Sinop İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya açıklamsında şu ifadelere yer verdi: “Bilindiği üzere dün sabah erken saatlerinde hakkında öncesinde hiçbir idari ve adli soruşturma olmamasına karşın Esenyurt Belediye Başkanımız sayın Ahmet Özer mesnetsiz iddialarla göz altına alınmış, gayri hukuki bir yolla hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Ne tesadüftür ki bu hadise yaşanmadan 48 saat evvel 2017 yılında gayri ahlaki iddialar ve görüntüler nedeniyle görevinden istifa eden AKP’li eski belediye başkanı “geri dönüş” mesajları vermiş, bu sabah saatlerinde kayyum olarak atanan şahıs, 1 gün içinde önce vali yardımcılığına ardından kayyumluk görevine getirilmiştir.
Yine kumpas davalarının olduğu yıllardaki gibi mahkeme kararı, bakanlık kararı bir takım medya kuruluşları tarafından henüz mahkeme olmaksızın, karar tebliği yapılmaksızın kamuoyuna servis edilmiştir.
Burada yapılmak istenen bellidir. Sayın Ahmet Özer ülkemizde yıllarca akademisyen olarak görev yapmış, dekanlık, rektör yardımcılığı görevlerinde bulunmuş bir bilim insanıdır. Sayın Ahmet Özer’e isnat edilmeye çalışılan suça delil olarak gösterilen iddiaların hiçbiri hukuken suç unsuru barındırmamaktadır. Sayın Özer’in görüştüğü iddia edilen şahıslarla aynı tarihlerde AKP Milletvekillerinin boy boy fotoğrafları bulunmaktadır. PYD liderini, sözde Kuzey Irak liderini kırmızı halılarla karşılayanlar bugün 9-10 yıl önce kendilerinin fazlasını yaptığı davranışları suç olarak toplumun önüne sunmaya çalışmaktadır.
Ne yapmış Ahmet Özer, 40.000 vatandaşımızı imralı canisi değil de o mu katletmiş de Öcalan meclise, Özer hapishaneye gidecek! HER ŞEYİN FARKINDAYIZ, bu kötü karanlık zihne teslim olmayacağız!
Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü olarak Genel Başkanımızın talimatıyla şu an tüm illerimizde eş zamanlı olarak basın açıklaması yapılmasına karar verilmiş, Genel Başkan Yardımcılarımız, Parti Meclisi Üyelerimiz, Milletvekillerimiz ve Büyükşehir-İl Belediye Başkanlarımız İstanbul’da görevlendirilmiştir. Bugün Milletvekilimiz Barış Karadeniz ve Belediye Başkanımız Metin Gürbüz bu karar doğrultusunda İstanbul Esenyurt’ta bulunmaktadır. Bizler de İlçe Başkanlarımız ve İlçe Belediye Başkanlarımızın katılımıyla buradayız. Şimdi 81 ilde yaptığımız basın açıklaması metnimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’in hukuki bir gerekçe olmaksızın tutuklanması, ülkemizde demokrasinin, halk iradesinin ve hukuk düzeninin iktidar eliyle bir kez daha çiğnenmesi anlamına gelmektedir
Esenyurtluların oyuyla seçilen belediye başkanımızı hedef alarak halkın iradesini yok sayan bu kararı ve siyasi iktidarın yargıyı istediği gibi kullanarak kendi çıkarlarına göre hukuk dışı süreçler işletmesini asla kabul etmiyoruz.
Kapalı kapılar ardında, toplumsal birlik ve bütünlüğümüze siyasi operasyonlarla müdahale etmek isteyenlere karşı tepkimizi daha da büyüteceğimizi ve bu baskıya karşı sessiz kalmayacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde halkın büyük desteğini kazanarak iş başına gelen Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri, demokratik yollardan yönetime gelmiş ve yetkisini yalnızca milletten almıştır.
Ancak bugün, halkın sandıktan çıkan iradesini yok sayan bu siyasi operasyonla halk iradesi gasp edilmekte, halkımızın seçme ve seçilme hakkı ayaklar altına alınmaktadır.
Hiçbir hukuki gerekçe olmamasına rağmen ilhamı geçmişten alınan şafak operasyonları yapılması, iktidar medyasında büyük bir dezenformasyon kampanyasına girişilmesi kurulan bu kumpasın “'ne istediniz de vermedik' denilen zamanlardan kalma yöntemlerle iş yapma alışkanlığının devamı olduğunu gözler önüne sermektedir.
Öyle ki, bir hafta önce Abdullah Öcalan’ın meclise getirilmesi yönünde çağrılar yapan iktidar, Türkiye’nin en büyük ilçesinin seçilmiş belediye başkanını siyasi bir kararla hapse atma cüretini göstermiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her türlü baskıya ve hukuksuzluğa karşı halkımızın iradesini savunmaya, demokrasiyi korumaya kararlıyız. Halkın iradesini çiğneyen siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Bu ülkenin seçilmişlerine karşı yürüttüğünüz hukuk dışı operasyonlar, vatandaşlarımızın Cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılığına gölge düşüremeyecektir.
Bu hukuksuzluk sona erene kadar, halk iradesini korumak için meydanlarda, yargı önünde ve tüm demokratik platformlarda sesimizi büyüteceğiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!“KESK Dönem Sözcüsü Uzun ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Tüm ülke, Cumhuriyetin ilanın 101. Yıldönümünden hemen bir gün sonra yine bir kayyum operasyonu ile uyanmıştır. Böylece kamuoyu mevcut AKP-MHP iktidar bloğunun kendisini halkın iradesinin, hukukun, anayasanın ve yargı kararlarının üzerinde gördüğüne bir kez daha tanık olmuştur.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer dün bir şafak operasyonu ile gözaltına alınmış, henüz hâkim kararı dahi açıklamadan sosyal medya üzerinden Özer’in yerine İstanbul Vali yardımcısının kayyum olarak atandığı bilgisi paylaşılmıştır.
Türkiye halkları daha önce defalarca sahnelenen bu oyunun yönetmenini, yapımcısını, aktörlerini çok iyi tanımaktadır.
Plan çok önceden kurulmuştur.
Bilindiği üzere 31 Mart yerel seçimlerinde, Ahmet Özer her iki vatandaştan birinin oyunu alarak Esenyurt seçimlerini kazanmış ve belediye başkanı olmuştur. İktidar “AKP’nin kalesi” olarak lanse edilen, büyük bir rant kaynağı, mafyatik ilişkilerin, çetelerin, açgözlü müteahhitlerin merkezi haline getirdiği Esenyurt’ta seçimleri kaybetmeyi en başından beri hazmedememiştir.
Bunun üzerine Ahmet Özer’e daha altı ay önce temiz kâğıdı verenler, dün kitaplarından yapılan alıntılara, tamamen uydurulmuş, çarpıtılmış belgelere, içi boş iddia NAMELERE dayalı bir hukuk garabetine imza atmış ve Özer’i tutuklamıştır.
Özer’in avukatları başta olmak üzere tüm kamuoyu “Dosyada gizlilik var” gerekçesi ile daha olan biteni dahi öğrenemeden yandaş basın tamamen uydurma, içi boş belgelere dayalı olarak daha tutuklama olmadan tutuklama manşetleri, kayyum atanmadan kayyum manşetleri atmaya başlamıştır. Hukuk, masumiyet karinesi bir kez daha iktidar ve yandaşları tarafından ayaklar altına alınmıştır.
Defalarca yaşadığımız kayyum atamalarında ortaya çıkan vahim tablo ortadadır.
Belediyelere atanan kayyumlar en temel hukuk normlarını ayaklar altına almış, kendilerini, denetimden, hukuki ve ahlaki kurallardan azade görmüşlerdir. Dolayısıyla atandıkları yerel yönetimleri yolsuzlukların, şatafatın, boşaltılan kasaların, jakuzili odaların üssü haline getirmişler, geriye dağ gibi büyüyen borçlar bırakmışlardır.
Kayyum dönemlerinde yerel yönetim emekçilerinin sendikal hakları yok sayılmış, imzalanan toplu sözleşmeler iptal edilmiş, görevden alma, sürgün, mobbing, sendikal ayrımcılık, angarya ve keyfi çalıştırma rutin hale getirilmiştir.
Kayyum atanan belediyeler partili çalışanlarla doldurulmuş, parti yöneticilerine çalışmadıkları halde ödemeler yapılmış, yandaşlara ihale kıyakları yapılması olağan hale gelmiştir.
Oysa halk 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde sadece belediye yöneticilerini seçmemiş aynı zamanda kayyum atanan yerlerde yüksek oy oranlarıyla kayyum politikalarını kabul etmediğini de göstermiştir.
Buna rağmen 31 Mart seçim sonuçlarını hazmedemeyen AKP-MHP iktidar yine kayyum politikasına sarılmıştır.
Nisan ayı başında yaşanan Van’a kayyum atama girişimi Van’dan İstanbul’a iradesine sahip çıkan halkın direnişi işe püskürtülmüştür. Haziran başında ise bu kez Hakkâri Belediyesi hedefe konulmuştur. Belediye Eşbaşkanı daha önceden var olan dosyası gerekçe gösterilerek, bizzat İçişleri Bakanı tarafından “Mahkeme kararını bekleyemezdik” denilerek alelacele tutuklanmış, yerine kayyum atanmıştır.
Bir kez daha altını çiziyoruz. Demokrasinin varlığının temel koşulu halk iradesine saygı duymaktır, aksi her türlü karar veya müdahale halkın demokratik iradesinin gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Öte yandan bilindiği üzere Esenyurt belediyesi seçimlerinin kazanılmasında farklı partilerden, farklı siyasi görüşlerden vatandaşların “kent uzlaşısı” çatısı altında ortak adayda birleşmesinin önemli bir payı vardır.
Dolayısıyla bu son girişim sadece bir muhalefet belediyesine değil, farklılıklarına rağmen iktidarın insan ve doğa karşıtı rantçı belediyecilik anlayışı karşısında birleşmekten, halkın iradesinden, demokrasiden, barıştan ve emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır.
Yaşanan bu duruma karşı parti, siyasi görüş ayrımı yapmadan ülke genelinde yeterli düzeyde tepki yaratılmaması halinde hukuksuzluğun sadece Esenyurt ile sınırlı kalmayacağı, yarın hedefe yeni belediyeler konulacağı açıktır.
KESK olarak bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir. Seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı serbest bırakılarak derhal görevine iade edilmelidir.“
Yorumlar
Kalan Karakter: