Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının destekleriyle Ankara Sanayi Odası ve Nükleer Sanayi Derneği işbirliğinde düzenlenen ve Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu 11. Nükleer Santraller Zirvesi'nin açılışı İstanbul'da gerçekleştirildi.
Açılışta konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdür Vekili Salih Sarı, Türkiye'nin elektrik talebini karşılamak, dışa bağımlılığı azaltmak ve çevresel taahhütlerini yerine getirmek amacıyla, yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliği, yerli doğal gaz kaynakları ve nükleer enerjiyi içeren dört ayaklı enerji stratejisinin uygulandığını ifade etti.
Sarı, 2053'e kadar Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerjinin yanı sıra kesintisiz, güvenilir, çevre dostu enerji kaynağı olarak nükleer enerjiye de ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, "Şunu açıkça söyleyebiliriz ki nükleer enerji bizim için bir seçenek değil mecburiyettir." dedi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesine de değinen Sarı, her biri 1200 megavat gücünde dört reaktörden oluşan ve toplamda 4 bin 800 megavat baz yük kapasitesine sahip santralin tüm ünitelerinde inşaat çalışmalarının eş zamanlı olarak devam ettiğini söyledi.
Sarı, Akkuyu NGS projesinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin finansman ve tedarik zincirinde birçok engellemeyle karşı karşıya bırakıldığına dikkati çekerek, "Ancak şunu ifade etmek isterim ki bütün bu engellemelere rağmen Akkuyu sahamızda yüzlerce Türk ve Rus şirket ve on binlerce işçimiz durmaksızın çalışmalarına devam ediyor. Hedefimiz Akkuyu NGS'nin dört ünitesinin 2028 yılı sonuna kadar kademeli olarak elektrik üretmeye başlamasıdır." diye konuştu.
Akkuyu NGS'nin tam kapasite devreye girmesiyle yılda 35 milyar kilovatsaat elektrik üreterek ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacağını belirten Sarı, bu üretimle Türkiye'nin nükleer enerjiden en fazla elektrik üreten ilk 10 ülke arasına gireceğini, bunun da Türkiye'nin nükleer lige güçlü adım attığının göstergesi olacağını ifade etti.
Sarı, Türkiye'nin küresel anlamda nükleer enerji kapasitesini artırma kararlılığına da değinerek, şöyle devam etti: "Bu bağlamda, nükleer enerji alanındaki yatırımları teşvik ederek nükleer enerjinin üretimimizdeki payını artırmaya devam edeceğiz. 2053'e kadar 20 gigavat nükleer kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, biri Sinop, diğeri Trakya'da olmak üzere iki büyük nükleer santral projesini daha hayata geçirmek için çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Şu an itibarıyla Sinop sahamızda gerekli saha etütlerini tamamladık, ilgili kurumlardan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve saha onaylarını aldık, teknoloji sahibi ülkeler ve şirketlerle de görüşmelerimizde önemli mesafeler kaydettik.
Sinop projemizde bu yıl sonuna kadar çok önemli gelişmeler bekliyoruz. Trakya sahamızda ise saha etütlerimize ve yine teknoloji sahibi ülkelerle görüşmelerimize hızla devam ediyoruz. Bu çalışmalarımız sonucunda, Sinop santralimizden 2035 yılından önce, Trakya santralimizden ise 2035 yılından hemen sonra ilk elektriği üretmeyi öngörüyoruz. Rekabetçi elektrik fiyatına sahip ve yerlileştirme hedeflerimizle uyumlu teklifler gelmesi durumunda önümüzdeki yıl sonuna kadar bu projeler için milletlerarası anlaşmalar imzalamayı planlıyoruz."
Akkuyu projesinde bugüne kadar 300'den fazla Türk firmasının yer aldığını ve santralin inşasında kullanılan ekipman, malzeme ve hizmetlerin yüzde 56'sının yani yaklaşık 8,5 milyar doları tutarındaki kısmının yerli firmalar tarafından karşılandığını anlatan Sarı, "Burada edinilen deneyimlerle İngiltere, Mısır ve Macaristan'daki nükleer santral projelerinde de önemli işlere imza atılıyor. Bu, dünyada ilk kez nükleer santral kuran diğer ülkelere kıyasla çok önemli bir başarıdır. Bu başarı sanayimiz ve insanımızın üstün gayretlerinin ürünüdür. Hedefimiz bu başarıyı diğer nükleer santral projelerimizde çok daha yüksek seviyelere çıkarmaktır." diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: