Sakın düşme. Düştüğünde bir tekme de atmak için bekleyenler hep olur aslında. Yıllardır kim bizden bir şey istedi ise zengin, fakir, kadın, erkek, çocuk, yetişkin demedim herkesin yarasına merhem olmaya çalıştım hele de kendime lazım olduğu halde yok diyemedim yine de karşımdakinin isteğini geri çevirmedim. Bir türlü ben de yok ben bundan anlamam, bu ay durumum kötü başka zaman demedim. Borç aldım ama yine de kapıdan kimseyi çevirmedim öyle zamanlar öyle anlar oldu ki çamurun içindeki yardıma muhtaç olan yılanı çıkarıp yıkayıp doğaya saldım.
Sinop ili küçük il. Bazen çok şeyin yokluğunu çekiyor insan. İşte öyle bir şey. Yaklaşık 10 yıl önce aldığım bir makinada bir arıza vardı hiç anlamadığım bir konu anlamadığım önemli değil yer dar ve benim o daracık yerde çalışma inceleme yapma şansım yoktu. Bu işi daha önce yapanlar bilenler tabi ki de vardı. Hani derler ya leyleğe bokun ilaç demişlerde gitmiş denizin ortasına etmiş bizimkilerde o misal okyanusun ortasına gittiler. Oysa ben onların hiç bir isteğini geri çevirmezdim. Yaklaşık on yıllık makina 3 yıldır bir problem yüzünden devamlı sıkıntı çıkardı ben ürktüm çekindim hatta ihmal ettim hep birilerinden yardım bekledim olmadı. Sırf denemek için bugün bir kaçından yardım istedim hiç ummadığım kişiler “tamam abi bakarız, yaparız, bizi çağır” dediler. Çocukluğumdan beri her problemde birlikte olduğum bir arkadaşımı da yanıma alarak bu soruna artık bir son vermek için istemeye istemeye saat 16.00’da ilk anahtarı çevirdik. İş pis iş. Üzerimizdeki takım elbiseleri çıkarıp tarlada çalıştığımız kıyafetlerden giyip başladık işe. Öyle hazırdık ki biz işten değil artık iç bizden korksun. Besmele ile başladığımız işin ilk 24 mm’lik iki cıvatası vardı ve ilk onlardan başlayacaktık. Ancak yaklaşık 60 yıldır sökülmeyen o iki cıvatanın kolay sökülmeyeceğini düşünüyorduk. Düşündüğümüz gibi olmadı önce o iki cıvatayı söktük olmadı. Ardından mini bir tornavida ile sökülecek vidayı gevşektik olmadı kalın bir saplama vardı nasıl çıkacağını bilmediğimiz için incelemeye başladık. Gözle göremediğimiz yerlerine telefon kameraları ile ulaştık ve o saplamanın ucunda delikli bir segman olduğunu fark ettik. Sökmek için elimizde segman pensesi yoktu öylece bırakıp atölyemizden gittik temin ettik ve tahmini olarak bize lazım olabilecek her tür malzemeyi aldık. Yeniden işe konuşlandık kolayca çıktı ve o 5 yıldır bize sıkıntı veren üzerimde yük olarak kalan ve ilaç için okyanusun yolunu tutanlarında düşüncesi birden son buldu ve o korktuğumuz parçayı elimize aldık.
Artık işin en büyük bölümü bitmişti geri kalanı teferruattı bizim için ve yatırdık. Masanın üzerine yaklaşık 5 kilogram demir döküm üzerinde kalın iki balata 60 yıldır çalışmaktan aşınmış ve kenarlarında set oluşmuş bundan dolayı da artık işini yapamıyormuş. Hemen spral denilen avuç içi taşlamaya bir zımpara takıp çalışmaktan kenarlarında set oluşan balataların setleri özenle zımpara ile temizlendi kontrol edildi söküldüğü gibi yeniden yerine yerleştirilip ayarı yapıldı. Atmış yıllık bir tarihi eser sayılabilecek makinanın fren sistemi artık saat gibi çalışıyor ve yaptığımız bu iş bana ve yardımını esirgemeyen arkadaşıma mutluluk veriyor yıllardır üzerimdeki o yükte böylece son buluyordu. Evet süreç tam zamanın da bitti makinamız artık uzmanı tarafından çalıştırıldı. işler halde olan makinaya arada biz arıza vererek fren mekanizmasını denedik sonuç 100 de yüze yakın bir sonuç verdiği tespit edildi, takımlar toparlandı ve yılların problemi de böylece mutlu sonla noktalandı ve şu da bana güzel bir tecrübeye daha dönüştü. İşten korkma iş senden korksun şimdi okyanus meraklıları düşünsün... Kalın sağlıcakla