Önce acil serviste, sonra dahiliye bölümünde, en son da palyatif bakım servisinde yatan bu hasta, kendi imkanlarıyla nefes alamadığı için oksijen cihazına bağlanmış durumda. Bundan sonra yaşamını bu cihaza bağımlı olarak sürdürecek. Ne yazık ki, hastaneden taburcu edildikten sonra, 112’ye ait bir ambulansla evine bırakıldı ve yalnız başına kaderine terk edildi.
Bu hasta hemen bir kat altımda oturuyor. Yemeğini, temel ihtiyaçlarını — bir kızı ve oğlu olduğu halde — komşumuz olan hanım karşılıyor. Çünkü hayırsız evlatları ilgilenmiyor. Vicdan sahibi bir komşu olmasa belki de çoktan yok olup gidecekti bu insan.
Ben de mensubu olmaktan her zaman onur duyduğum AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde sağlıkta çağ atladığını defalarca dile getirdim, savundum. Ancak bu gece yaşadığım olay, içimde yıllardır büyüttüğüm bu gururu derinden yaraladı.
Hanım, hastayı son bir kez kontrol etmek için indiğinde ciddi bir şey fark etti. Dedi ki: “Hastanedeki oksijen cihazının su kabı fokur fokur kaynardı, buradakinde bir ses yok.” Bunun üzerine gece vakti apar topar aşağı indim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde hasta neredeyse bilincini kaybetmişti. Solunum cihazına bağlıydı ama cihaz çalışmıyordu. Evet, cihaz hiç açılmamıştı. Hava vermiyordu! Eğer bu gece kontrol etmeseydik, hanımın dikkati olmasaydı, belki de sabah cenaze namazı için imam çağıracaktık.
İşte bu mudur sağlıkta atladığımız çağ?
Sen koca hastaneler yap, yüzlerce hekim ata, onlara maaş ver, yaşlı ve kimsesizler için huzurevleri kur… Ama işini doğru düzgün yapmayan, Sinop’u tatil köyü gibi kullanan bazı idareciler yüzünden tüm emekler çöpe gitsin. 112’ye onlarca ambulans al, son teknolojiyle donat… Ama bir teknisyen, hastayı evine bırakırken oksijen cihazını çalıştırmayı unutsun ya da umursamasın.
Bu sistemin neresindeyiz biz? Ne ara bu kadar vurdumduymaz olduk? Neden kimse işini “adam gibi” yapmıyor?
Kimi maaşını beğenmiyor, kimi görevini. Ama her ay aynı maaşı aldığı için sorumluluğunu unutmuş. Bir hasta evine bırakılırken son kontrol yapılmaz mı? O cihaz çalışıyor mu, hasta kendini idare edebilir mi, bunlar kontrol edilmeden taburcu yapılır mı?
Yaklaşık 6 aydır Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bu hastayı bildirdik. Gelip incelediler, “sıraya aldık” dediler ama hala sıra gelmedi. Anlaşılan o ki hiç gelmeyecek. Sağ olsun, daha önce Sinop’ta görev yapan, şu an Kastamonu’da bulunan bir il müdürümüz sayesinde umutlandık, ama o da sonuçsuz kaldı.
Şu anda hasta, evinde tek başına. Bugüne kadar çok sabrettik. Artık sabrımız tükendi.
Buradan açıkça söylüyorum: Eğer bu hasta sabah evinde ölü bulunursa, bu olay daha önceki gibi sessizce geçiştirilemeyecek. Kimlerin bu ölümde ne kadar sorumluluğu olduğunu gayet iyi biliyorum.
Artık herkes görevini yapsın. Görevli olan herkes işini ciddiyetle ve insanlıkla yapsın. Yoksa bir kişinin ihmali, bir hayatın sonu oluyor.
Hadi şimdi yetkililer, siz de uykunuza devam edin. Ama unutmayın, bir gün sıra size de gelebilir…
Yorumlar
Kalan Karakter: